On yedi yılın karnesi
Demokratik rejimlerde iktidar meşruiyetini her ne kadar halktan alsa da, hükmünün devamı ancak reel sonuçlarla mümkündür. Aksi halde iktidar olsa dahi muktedir olamaz...
Aksi halde iktidar olsa dahi muktedir olamaz. Eski dünyanın kadim devletleri için başarının en önemli ölçütü fetihler ve savaş zaferleriydi. Birçok ülkenin hazinesinin zenginliği ve halkının refahı başarılı savaşlara bağlıydı. Ordunun gücü fethedilen toprakların zenginlikleriyle artırılabilirdi. O günün reel sonucu olan fetihler durursa, halk/asker bunun müsebbibini doğal olarak kral/padişah olarak görür iktidar hükmünü kaybederdi. Hükmünü yitiren yönetim o günün hukuku olan insan yapımı dini öğretilerden aldığı iktidarını muhafaza etmek için hukuku kendine uyarlardı. (Burada insan yapımı dini öğretilerden kasıt ilahi dinlerin iktidarın çıkarları doğrultusunda özünden koparılarak yorumlanmasıdır.)
GANİMETTEN ÜRETİME
Ancak I. Sanayi Devrimi’nin ardından hızla değişen üretim yöntemleri “üretim”in fetihlerden daha önemli hale gelmesini sağladı. Üretim zenginlik, zenginlik güç anlamına geldi. Günümüzde bir devletin başarısını onlarca reel göstergeyle ölçmek mümkün. Bu göstergelerde başarısını kanıtlamış ve kaynağını halktan alan bir iktidarın, kendini ispatlamaya veya rakiplerine iftira atmaya hiçbir şekilde ihtiyacı olmaz.