Ölüleri kutsarken, dirileri öldürdük!
Çıktığı coğrafyalarda insanlığa büyük acılar yaşatan terörizm, dünyamızı tehdit eder hale geldi. Ekonomik ve hukuksal anlamda yaşanan zulme ve her türlü adaletsizliğe maruz kalmış...
Çıktığı coğrafyalarda insanlığa büyük acılar yaşatan terörizm, dünyamızı tehdit eder hale geldi. Ekonomik ve hukuksal anlamda yaşanan zulme ve her türlü adaletsizliğe maruz kalmış topluluklar bir de şiddet ve nefret içerikli bir inançla besleniyorsa, kanlı tablolar doğal bir sonuç.
Her toplumda terör için elverişli bir zemin bulmak kolay. Fakat yoksulluğun, yoksunluğun ve cehaletin kol gezdiği ülkelerde, dışarıdan müdahaleler de söz konusuysa şiddetin ve terör örgütlerinin neşv-ü nema bulması hiç zor değil.
Kendimizi kandırmaktan vazgeçelim artık; bilinmelidir ki her ideoloji ve her inanç terör üretebilir.
Okumalar insanın eğilimine, kapasitesine, içinde bulunduğu algılayış ve yaşayış standardına göre ilerler. Maksadınız düşman yaratmak ve onları yok etmek ise, buna, üç büyük ilahi dinin ve hatta birçok ideolojinin farklı okumalarına bakarak referanslar bulabilirsiniz.
Hakeza dinler tarihinde yolculuklar yaparak, sözüm ona din adına yapılmış her türlü vahşeti ve kötülüğü meşrulaştırıp bunun adına din de diyebilirsiniz
İnsana düşen
İnsanı motive etmede en etkili güç dindir. Özellikle kaybedeceği çok şeyi bulunmayan insanlara, din adına geride bırakacağı en anlamlı hareket olarak telkin edilen “ölme ve öldürme” düşüncesi, tarih boyunca istismar edilen ve siyaset başta olmak üzere faklı dinamikler tarafından kullanılan manevi bir güce dönüşmüştür.
Böyle dönemlerde entelektüellerin barışçıl ve evrensel ortak bir dil kullanamaması ayrı bir garabettir. Sözün bittiği bu yerde, fert fert insana düşen sorumluluk, önce kendine, kendi bilincine yönelmek ve kendi farkındalığını oluşturmaktır.
Burada “Kendini bilen Rabbini bilir” sözünü de hatırlatalım.