Kur’an mana mıdır, lafız mıdır?
Sözcü Gazetesi Yazarı Ayşe Sucu'nun bugünkü (10.10.2022)''Kur’an mana mıdır, lafız mıdır?''
Kendi gibi düşünmeyenleri cehennemlik ilan eden ilk düşünce ekolü Hâricîler’dir. Daha önceki yazılarımızda değindiğimiz üzere, bu yaklaşımın fitne ve fesadı nasıl tetiklediği ve sonuçlarının ne denli ağır olduğu açıktır. Görüş farklılıklarını ve ihtilafları rahmet olarak nitelendiren İslam, ruhban sınıfını aradan kaldırarak, doğrudan bireyi muhatap kılmış ve imanı özgürleştirmiştir. Bu anlayış içinde yorumlar yapan İmamı Azam Ebu Hanife, iman konusunda son derece titiz bir dil kullanır ve kişilerin inancıyla ilgili herhangi bir müdahaleyi uygun görmez: “Karşısındakini kafir ilan etmek için bahane arayan, ondan önce kendisi kafir olur” diyerek son noktayı koyar.
Ebu Hanife’nin, iman-amel ilişkisi temelinde yaptığı tanımlarda da aynı hassasiyet içinde olduğu görülür: “İslamsız iman, imansız İslam olmaz. İmanın yeri kalp, uzantısı da bedendir” derken, ameli imanın unsuru yapmaz ama amelle imanın bağını da birbirinden koparmaz. Kullanılan üslubun hassasiyeti, Tanrı ile insan arasındaki bu özel ilişkinin ulviliği ile doğru orantılıdır. Tanrının özgür kıldığı bu aralıkta durmak ve sınırları aşmamak (meşiet), bir tarafıyla...