İslam’ın önceliği iman mıdır ahlak mıdır?
İslam’ın temeli imandır, vurgusu; ‘bir kişi, ömrü boyunca hak hukuk tanımamış, yalan yanlış işler yapmış olsa da imanı onu kurtaracaktır zira iman eden herkes cennete girecektir’ gibi bir...
İslam’ın temeli imandır, vurgusu; ‘bir kişi, ömrü boyunca hak hukuk tanımamış, yalan yanlış işler yapmış olsa da imanı onu kurtaracaktır zira iman eden herkes cennete girecektir’ gibi bir algıyı beraberinde getirmiştir. Diğer taraftan, dini sorumlulukların (ibadetlerin) yerine getirilmesi olarak görülen dindarlık “tedbir ahlakı” denilen, yani “şu işi yaparsam Allah beni ödüllendirir, şunu yapmazsam Allah beni cezalandırır” gibi bir hesap ahlakını(!) doğurmuştur. Böyle bir inancın ahlakiliği olabilir mi?
Ahlakın emirleri koşullu değildir. İşte bu noktada, İslam’ın önceliği iman mıdır yoksa ahlak mıdır sorusunu eğmeden bükmeden tartışmalıyız.
İnancın ahlak ile olan ilişkisi zemininde yapılan tartışmaların, Tanrı’yı konu dışında bırakma çabası gibi değerlendirilmesini doğru bulmuyorum. Ancak sorunların rasyonel gerçekliklerden hareketle tartışılmadan, insanlık hakikatine uygun sonuçlara ulaşılamayacağını görmek zorundayız. Maturîdî ‘den hareketle söyleyelim; ahlak, hazır bulunan değil elde edilen bir olgudur. Bir din bir inanç bir öğreti içinde olması kişiyi ahlaklı...