İnançta İbrahim, davranışta Nemrut olmak!
Her ibadetin insanı ulaştırmak istediği bir yer vardır. İbadet şekilden ibaret değildir. Özünü anlamak gerekir… Her yıl Ramazan ayı geldiğinde mutat konular ele alınır...
Konuşmalarda, ibadetlerle ilgili açık hükümler (ahkam-kurallar) öne geçer; yani nasıl namaz kılınacak, nasıl oruç tutulacak, nelere dikkat edilecek gibi. Oysa temelde her ibadetin insanı ulaştırmak istediği bir yer vardır. Bu maksadın hasıl olabilmesi için ibadetin özünü anlamak gerekir. İbadet, şekilden-robotik hareketlerden ibaret değildir. Ünlü düşünür Ali Şeriati: “En şaşalı otellerde kalarak, en pahalı turlarla yolculuk yaparak ve bir milyon Müslüman arasında hepsinden daha seçkin ve daha ayrıcalıklı olarak mutlu bir hac ibadeti ifa eden kişi, inançta İbrahim, davranışta Nemrut gibidir” der. Bunu tüm ibadetler üzerinden düşünebiliriz. Dolayısıyla şekil ve kurallar yerine getirilmiş olsa da ibadetten maksat hasıl olmamış, namaz yatıp kalkmaktan, oruç aç-susuz kalmaktan öteye geçememiştir. Eğer hedefimiz İbrahim olmaksa önce bakmamız gereken Nemrut’tur, onun kötü davranışlarıdır. Kötülükler terk edilmeden güzel yakalanamaz. Aksi takdirde zulmü, haksızlığı, adaletsizliği, açık-gizli yapılan yasakları, yanlışları adeta meşrulaştırmaya çalışan Müslümanlık anlayışı hükmünü sürdürür; verilen fotoğraf da bunu açıkça ortaya koyuyor.
TEMSİL SORUNU