Hayat sofrası
Gönül ehli birine sormuşlar: “Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır?” Farkı göstereyim demiş; önce sevgiyi dilden gönle indirememiş olanları...
Gönül ehli birine sormuşlar: “Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır?” Farkı göstereyim demiş; önce sevgiyi dilden gönle indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış. Hepsi oturmuş yerine. Derken, sıcak çorbalar gelmiş, ellerine ise bir metre boyunda kaşıklar verilmiş. Gönül ehli zat, “Bu kaşıkların, ucundan tutarak yiyeceksiniz” diye bir de şart koşmuş. Peki, demişler ama kaşıklar uzun geldiğinden, döküp saçmadan bir türlü ağızlarına götürememişler. Bakmışlar ki beceremiyorlar, sofradan aç kalkmışlar.
Sonra yüzleri aydınlık, sevgiyi bilenler davet edilmiş sofraya. Her biri uzun kaşıklarını çorbaya daldırmış ve karşısında oturana içirmiş. Böylece hepsi de karınlarını doyurmuşlar ve şükrederek kalkmışlar sofradan.
Gönül ehli zat: