Bu dava hor, bu dava öksüz, bu dava büyük
Modern dünyanın geleneklerine uygun yeni bir form oluşturma yetenekleri olmayanlar, sürekli eskiye vurgu yaparlar. Kadim dünyanın toplum yapılarıyla günümüz dünyasını değerlendirmek anakronizme düşmekten de...
Modern dünyanın geleneklerine uygun yeni bir form oluşturma yetenekleri olmayanlar, sürekli eskiye vurgu yaparlar. Kadim dünyanın toplum yapılarıyla günümüz dünyasını değerlendirmek anakronizme düşmekten de öte cehalettir. Zira iktisadi yapı, siyasi yapı ve bu iki yapının oluşturduğu hukuk anlayışıyla birbirinden farklı iki dünya. Ancak toplumsal ahlak veya siyasi ahlak ya da iş ahlakı denildiği zaman geçerliliğini yitirmeyecek temel erdemlerden bahsedilebilir. Mesele tam da budur; insan, bu ahlaki ilkeleri döneminin koşulları içinde dikkate alıyor mu almıyor mu? Hangi milletten, hangi dinden, hangi mezhep veya meşrepten olursa olsun; ahlaklı insan vardır, ahlaksız insan vardır; ahlaklı siyasetçi vardır, ahlaksız siyasetçi vardır; bulunduğu makamı çıkarlarına kullanan vardır, kullanmayan vardır. Demem o ki, bir dönem siyasetinin ana izleği olan “İslamcı anlayışı temsil eden kimlikler belli makamlarda olursa şöyle adalet gelir böyle refah olur şöyle huzur içinde yaşanır” gibi iddiaların, klişe-boş sözler olduğu 21.yy’ın şu zaman diliminde bir kez daha tecrübe edildi. Koşullu önermelerle ahlakın kurulamayacağı, ahlakın kişiyle içkin olduğu dolayısıyla inancın...