Allah bir daha yazdırmasın!
Emperyalist güçlere karşı verdiğimiz bağımsızlık savaşında yekvücut olduk. Bizler, sizler, onlar ayrımı yoktu; mezhep veya etnik köken ayrımcılığı da. Uğruna savaş verdiğimiz...
Emperyalist güçlere karşı verdiğimiz bağımsızlık savaşında yekvücut olduk. Bizler, sizler, onlar ayrımı yoktu; mezhep veya etnik köken ayrımcılığı da. Uğruna savaş verdiğimiz değerlerimiz vardı; bunlar vatandı, bayraktı, özgürlüklerimizdi.
“Korkma” diye başlar Akif şiirine. “Yurdumun üstünde en son ocak” var olduğu müddetçe, “sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak” der.
Sonsuz bir imanla güvenir “ezelden beridir hür yaşamış” ulusuna. “Kükremiş sel gibidir” o ve kendinden emin haykırır dünyaya: “Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım”
İstiklal Marşımız, bünyesinde, millet olmanın en temel özelliklerini taşır:
Milli mutabakattır.
Özgürlüğün destanıdır.
Uygarlığın takdimidir.
Hür doğup, hür yaşamış bir milletin deklarasyonudur.
Ümit doludur.
Aydınlık yarınlara işaret eder.
İnanç tazeler, cesaretin ve azmin her zorluğu yeneceğini bildirir.
Aidiyet der, vatan duygusuyla imanı derc eder.
ATATÜRK’ÜN EN SEVDİĞİ BEYİT
Akif’in yazdığı şiir, 12 Mart 1921’de TBMM’de milli marşımız olarak kabul edilir.
Bu toplantıda Atatürk ön sırada oturmaktadır. Şiiri büyük bir heyecanla dinler. Coşkuyla ayakta alkışlar.
Şiirin bestelenecek kıtaları belirlenir. Atatürk’ün bu noktada bir müdahalesi olur: “Benim en beğendiğim yeri almamışsınız. Bu marşın İstiklal davamızı ve ruhunu anlatması bakımından en önemli mısraları şunlardır” der:
“Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet
Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin İstiklal.”
Gelecek nesillere bir de vasiyeti olacaktır: “Benim bu milletten asla unutmamasını istediğim mısralar bunlardır.“ der. (Sinan Meydan – Vaiz / Öteki Mehmet Akif)
O ŞİİR BİR DAHA YAZILAMAZ