Rû be rû asıldır, rû be rû asildir

Rû be rû nun söylenişindeki ahenk iç kulakları çok mutlu edecek şekilde. O ne demek? Diye bir soruyla karşılaşmayacağımız ve “Yüz yüze anlamına geliyor” diye bir cevap vermek zorunda...

Rû be rû nun söylenişindeki ahenk iç kulakları çok mutlu edecek şekilde. O ne demek? Diye bir soruyla karşılaşmayacağımız ve “Yüz yüze anlamına geliyor” diye bir cevap vermek zorunda kalmayacağımız günler adına… Haksızca hatıra olmaya zorlanmış olan kıymeti alıp hayale, geleceğe koyuyoruz. Yavaş yavaş, eski dilimize, gönlümüze dair hala dipdiri olanlarından seçip yeniden yaşayan dile çağırıyoruz kimi kelimelerimizi. Onlardan biri de rû be rû… İngilizce söylenişiyle face to face. (Fakat biz facebook, yüz-lük, kimlik yerine yüz-süzlüğe de kızacağız bu yazıda. Yazar sabredememiştir. Daha en başında yazının bütün sürprizini bozmuştur.)

Mesafelere rağmen kesin gereklilikler adına kurulan iletişimlere hiç birimizin itirazı olamaz. Tam tersi mesafelere rağmen iletişim kurabilmekle ne kadar memnunuz. Tüketim bilinçsizliği adına çok ileri gitmiş olmamız, geriye dönmemizi gerektirmez. Dönemeyiz de… Sadece asla, doğru olana, ölçüye, kadere, kadir-kıymetli olana döndüğümüzde sorun çözülecek.

Söz konusu “gavur icatları”nda icat edenlerden çok, kolay elde edip bir solukta tüketme sorununa düştüğümüz bir gerçek. Teknolojinin imkanlarını tasarrufta/kullanım niyeti ve şeklinde ölçüyü kaçırma sorunumuz var. Nasılsa üreten biz olmadığımız ve sadece tüketen, kullanan olduğumuz için, ortak bilincimiz bize, ekmek elden su gölden ölçüsüzlüğünü, rahatlığını fısıldıyor olmalı. İlk aşamada edinme, izleyen süreçte kullanım ve sonra geri dönüşümde en doğru olanı seçmek için hala hazır değiliz. Halbuki yeni icatlar konusunda sonradan görmüşlüğün şaşkınlıklarını, acemiliklerini çoktan aşmış olmalıyız. Üretmemiş olsak bile, kullanımın da bir ahlak gerektirdiğini bilmiyor olamayız.

Hala üstesinden gelemediğimiz üstüste konular var. Oluşturulma aşamasında olan sosyal medya tabii vicdan ve ahlakı, hukuk ve ilmihaline katkısı olacak sözlere devam etmeliyiz. Bu nedenle bu yazıda, iletişim ortamlarından en çok tercih edilen facebook ve diğer sosyal medya ortamlarındaki gereksiz iletişim çabalarından birine yer vereceğim.

Mesela çocuksu görseller... Uzaktan sözüm ona mahvoldum, ölüyorumlar, yüzyılın sevdaları(!) ve imkansız aşklar silsilesi, az emek, az sorumluluk ve hayatın zorluklarında ayrıyken, sadece yazışma ile birilerinin hayatına dokunmaya çalışmak konusu… Biri uzaklarda kendi gerçekliği içinde zorluk çekerken, beriki uzak körebenin çok ayrı telden çalması. Tabi tevafuk/ planlanmış rastlantılarla değil de, uzak mesafeleri zorlayarak hayatı oluşturmaya çalışmak, derken başaramamak….Göz önündekini ırağa atıp, ıraktakine ulaşmaya çalışmak, uzaktayken pek sevip yan yanayken iki dakika sabredememek gibi şeyler hiç dürüst değil. Rû be rû asıldır. Rû be rû  asildir. Daha asil olanı öz öze olmak, olabilmek değil midir?!

İmkansıza gösterdiğimiz acayip ilginin yarısını imkanlarımıza göstermediğimiz için onları da imkansız kılıyor, küstürüyoruz.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kitap okumak bizi bozar 28 Ağustos 2018 | 4.752 Okunma Senin şarkın ne? Veya türkün? 21 Ağustos 2018 | 3.580 Okunma Vicdan 14 Ağustos 2018 | 3.534 Okunma Yaz ve yazmak 07 Ağustos 2018 | 2.168 Okunma Biraz küselim 31 Temmuz 2018 | 2.275 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar