Acı hatıra 15 Temmuz

Zor ile uyandırılmadan ele geçen gönülden uyanıklıklar, ariflikler günü olsun bu günler. 15 Temmuz gecesini yaşadıktan sonra, uyumak ne ki, esnemek bize yakışmaz, desek dahi dogru olur. Bir çocukken uyuyup...

Zor ile uyandırılmadan ele geçen gönülden uyanıklıklar, ariflikler günü olsun bu günler. 15 Temmuz gecesini yaşadıktan sonra, uyumak ne ki, esnemek bize yakışmaz, desek dahi dogru olur. Bir çocukken uyuyup büyüyelim. Bu memleketin güzelliği başa belâ...Tarihi de, bayrağı da...Bu toprakların ruhu zor. Bilmenin ağırlığı, sorumlu olmanın yükü var sırtında bu coğrafyanın. Adaletin ve merhametin yurdu yuvası olmanın vizri var. Masumların ve mazlumların güvencesi. Dünya kaynaklarının kapısı ve köprüsü...Dünyanın öteki ucundaki düşman uyuyamıyor buraları hayal etmekten. Rüyasında görmekten. Ki biz nasıl uyuyalım?! Aşığa bela. Haine diken üstü, hesap derdi. Savaşta da, barışta da her türlü ganimet kaynağı...

İçinde İstanbul var...O  gece gerdanlığına sinilerek canlara kast edilmiş, boğazımıza durulmuş, göğsümüz vurulmuş kolay mı?! Kendi ellerimiz alnımıza silah dayamış! Ne ihanetler görmüşüz. Yaz ortası, gecenin bir yarısı.

 İrademizin ve millî sıfatının farkına vardık. Bütün farklarımızla hep birlikte ve özgürce yaşama tercihimizin... Kabul edelim. Unuttuğumuz bir heyecandı. Bu yüzden pekâlâ kaybedebileceğimiz bir istikrardı... Yenilendik.

 Yüzölçümü değil, gelmişi ve geleceği kadar, yaslandığı ilkeler kadar büyük olan bu vatanın değeri konusunda, iyiden iyiye silkelendik.  Millî kelimesi gündemimizdeki kaybettiği yerine bir daha yerleşti. Yeni Türkiye'de her iradenin kabul ettiği ortak değerlere aidiyetimizi güncellemeye başladık. Öyle ki vatansız kalırsak şöyle zihin tadıyla entelektüel düzeyde tartışamayacak, agız tadıyla dalaşamayacaktık bile...

 Biz neden bizsek, onun mukabili bir hayat sürmek, bize ait değerlere layık olmak için kendimize bir çeki düzen vermek ihtiyacını hep birlikte hissettik.  Ve bağımsızlık; cok değil bir insan ömrü kadar önce atalarımızın hatalarının yanı sıra hile ve entrikalarla elimizden alınan onurumuzdu... Omurgamız; dış güçlerin karşısında durabilen iç güçlülük anlamına geliyordu. Öz renkli, kendinden desenli ve bizzat dokuduğumuz kumaşımızla, dış güçlere bağlı olmadan ve kalmadan ilelebed yaşanacak kaderi, seçtiğimiz topraklarda yaşamak kudreti. Müstakil ülke. Müstakil devlet. Müstakil onurlar bileşkesi. Kendini yönetebilen nefislerin oluşturduğu , birbirine saygılı nüfusun özmekanı olan vatanında sürdüreceği bir hayat...Bağımsızlık, böyle böyle pek çok anlama bölünüyor. Her bir anlamını bize hatırlattı 15 Temmuz. Bayrağın dalgalanması sadece gökyüzünün ve rüzgarın işi değil. O bayrağın altındaki  herkesin, kendi sahasında, ülkesini dışa bağımlılıktan kurtarmak için dogru üretim gayreti de. Dünya ile ilgiyi kesmek, küsmek ve anlamsız bir tecrit değil. Aksine "uygarlık" denilene  inmek, şehre ve kalabalığa karışmak. Zulmün ensesiyle yakından ilgilenecek ve iyiliği yaşatacak kudret olmak. Hikmete adanmış başı ve düşü ağırlığınca dünya iliskiler ağına mü-dahil olmak.

Bizim tarihimiz, hatalarımıza rağmen adaletin de tarihi... Böyle bir geçmişten devr alınan müessir olma geleneğini sürdürmek için  inanç ve dünyaya bakış sağlamlılığı anlamına da geliyor, biz için bağımsızlık. Yani sahte her gücü alt edecek hakiki kudrete bağlılık anlamına geliyor nihayetinde...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kitap okumak bizi bozar 28 Ağustos 2018 | 4.752 Okunma Senin şarkın ne? Veya türkün? 21 Ağustos 2018 | 3.580 Okunma Vicdan 14 Ağustos 2018 | 3.533 Okunma Yaz ve yazmak 07 Ağustos 2018 | 2.167 Okunma Biraz küselim 31 Temmuz 2018 | 2.275 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar