Vicdanını yitirmiş bir dünyadan başka nedir ki cehennem?

Yapmış yine yapacağını... Benim gibi Ahmet Ümit hayranıysanız, iddia ediyorum 300 bin basılan bu romana yapışacaksınız, elinizden bırakamayacaksınız! İsmi bile çarpıcı:...

Yapmış yine yapacağını... Benim gibi Ahmet Ümit hayranıysanız, iddia ediyorum 300 bin basılan bu romana yapışacaksınız, elinizden bırakamayacaksınız! İsmi bile çarpıcı: ‘Kırlangıç Çığlığı’. Ahmet Ümit’in en sevdiğim yanı sinematografik yazması. Bütün satırları, imgelediği her şey karşımda. Konuşur gibi yazıyor. Samimi. Yalın. Gerçekçi... Romanın kurgusu üzerine en az bir yıl çalışıyor. Romanın geçtiği şehirleri geziyor, bir süre orada yaşıyor. Karakterleri oluşturmadan önce hem fiziksel görünümlerini hem ruhsal hallerini ayrıntılarıyla not ediyor. Zaten o yüzden o karakterler bizden biri gibi. Bu son roman çok sıkı. Bir kere zor bilmeceler var. ‘Körebe’, 2012’de 12 cinayet işleyen bir seri katil. Çocuk tacizcilerini öldürmüş ama yakalanamamış. 2017’de bu cinayetler tekrar etmeye başlıyor ve ‘bizim ekip’ de onlarla ilgilenmeye... ‘Bizim ekip’ kim mi? Başkomser Nevzat, yardımcısı Komiser Ali ve kriminolog Zeynep... Sizin için de ailenizden biri gibi olmadılar mı? Çocuk tacizcileri, Suriyeli göçmenler, organ mafyası ve daha neler neler var bu romanda. Bence ‘Kırlangıç Çığlığı’yla yaşadığımız topluma, bu cehenneme fena halde ayna tutuyor Ahmet Ümit. HAMİŞ: Bu fotoğraflar minik bir oyun, romana atıfta bulunmak için yaptık.

◊ Veeee sonunda sizinle röportaj yapabilme şerefine erişiyorum! Bir kitap daha... Bir fenomen daha... Heyecan var mı heyecan?
- Olmaz mı? ‘Kırlangıç Fırtınası’ bugüne kadar yayımladığım 26’ncı kitap ama o heyecan hiç eksilmiyor! “Okur ne diyecek?”ten çok, “Ben nasıl bir roman yazdım?” sorusu zihni kurcalıyor. Daha önce kaleme aldıklarından farklı olmalı, ayrıca daha iyi olmalı. Olur mu? Orasını zaman gösterir ama sen, bu iddiayla oturmalısın bilgisayarın başına.

Yoksa adımı yıllarca yaşatacak olan kitap mı?

◊ Yani o çıta devamlı yükselecek, öyle mi?
- Aynen öyle! Bir başka deyişle, imkânsız olana doğru yürümelisin. Yani seni mahvedecek olan şeye doğru! Kim bilir belki de yıllarca adını yaşatacak olan şeye doğru. Matrak olansa, başarıp başarmadığını bile göremeyecek oluşun!

◊ Niye?
- Çünkü bir yazarı iyi kılan şey, öldükten sonra da eserlerinin okunması. Yani sen cavlağı çekmeden, eserinin değerli olup olmadığı ortaya çıkmıyor! İşte içimdeki o kıpır kıpır heyecanın nedeni bu. “Yoksa?” diye düşünüyorsun, “Adımı yıllarca yaşatacak olan bu kitap mı?”

◊ Ben de tam, kitapları bu kadar çok satan bir yazar korkar mı, geceleri uykusuz kaldığı olur mu diye soracaktım...
- Hem de nasıl! Ama bu korku kitap bitmeden çok önce başlar. Hatta yazacağın roman henüz fikir aşamasındayken... O fikir bir hikâyeye dönüşürken, bir kurguyla romanın omurgasını oluştururken, karakterleri yaratırken, ilk cümleyi yazarken... Çünkü defalarca roman yayımlamış olman, yeniden yazabileceğin anlamına gelmez! Dahası, öncekilerden iyi bir şey yazacağın anlamına hiç gelmez! O nedenle, yaratma sancılarıyla uykunun bölünmesi, romanın her aşamasında başına gelecektir. Ama kitap bittikten sonra yeni kaygılar da eklenecektir: “Oldu mu, iyi bir roman yazabildim mi?” sorusu geveze bir papağanın can sıkıcı nakaratı gibi eksilmeyecektir kulağından. Bütün bu kaygılar içinde elbette romanının ilgiyle karşılanıp karşılanmayacağı da vardır. Aksini iddia etseler de, burnundan kıl aldırmayan yazarlarımız bile bu ilgi alaka meselesini önemserler. Sadece önemsemez görünürler! Öylesi daha fiyakalı oluyor çünkü!

◊ Şahane anlattınız! 25 farklı dilde Ahmet Ümit polisiyesi okunuyor. Özellikle Yunanistan’da ‘bestseller’sınız. ‘Komşu’ sizi neden bu kadar seviyor?
- Her yıl 10 civarında kitabım yabancı ülkelerde basılıyor. ‘İstanbul Hatırası’ Almanya’da yayımlandı ve önemli bir satış rakamına ulaştı. Ama itiraf etmeliyim ki Yunanistan, Bulgaristan ve Arap ülkeleri gibi eski Osmanlı coğrafyasında daha çok okunuyorum! Ki bu coğrafya, aynı zamanda Roma İmparatorluğu’nun coğrafyasıdır. Yani bir zamanlar o ülkelerle ortak kültürü paylaştığımız coğrafya. Özellikle Yunanistan’a Türkiye’den gidenler ve onların çocukları, iç yakan bir nostaljiyle okuyorlar romanlarımı.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Ne kadar kaçarsak kaçalım bir gün kendimizi annemize benzerken buluruz! 15 Eylül 2019 | 669 Okunma Bugün vizyona giren ‘Kız Kardeşler’ filminin yönetmeni Emin Alper: Erkekler, kadınları dizginleyemediklerini anladıkları noktada onları öldürüyorlar! 13 Eylül 2019 | 223 Okunma Hepimize örnek olsun 12 Eylül 2019 | 330 Okunma Yazıklar olsun! Masum bir can daha gitti 11 Eylül 2019 | 157 Okunma Rap’çiler susmadılar! 10 Eylül 2019 | 488 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar