İşte tabutun yanına uzanan kadının hikâyesi

O fotoğraf beynime kazındı benim. Cenaze arabasında, şehit eşinin tabutunun yanına uzanmış kadın. Acı, o kadar büyük bir acıydı ki... O fotoğraf her şeyi anlatmaya yetiyordu.Geçen hafta Antalya'ya gittim...

O fotoğraf beynime kazındı benim. Cenaze arabasında, şehit eşinin tabutunun yanına uzanmış kadın. Acı, o kadar büyük bir acıydı ki...


O fotoğraf her şeyi anlatmaya yetiyordu.
Geçen hafta Antalya'ya gittim, sırf o Vietnamlı eşle tanışmaya... Adı Vu Yhuy Tuanvi. Son derece bilgili bir kadın. Avukat zaten. İlk evliliğinden iki çocuğu var, biri 5, biri 11 yaşında: Lucky ve Eliz. Nasıl büyük bir acı yaşıyor anlatamam, bu röportaj esnasında bazı anlarda ağzımızı bıçak açmıyordu. Acı havada asılı duruyordu, sonra tekrar hıçkırıklar başlıyordu... Allah kimseye vermesin! Nisan ayında geliyor Türkiye'ye Vu Yhuy Tuanvi. 23 Temmuz'da çatışmada hayatını kaybeden polis memuru Tansu Aydın'a âşık oluyor, evleniyor ve onunla birlikte yaşamaya Diyarbakır'a gidiyor. Bir rüyada gibi mutlu, o kadar âşıklar birbirlerine. Ve bir öğleden sonra kapı çalıyor...
Acı haber geliyor.
2.5 ay süren rüya sona eriyor! Kadın nasıl perişan anlatmaya olanak yok. Aynı şekilde Tansu Aydın'ın bütün ailesi...
Ben anladım ki, ateş gerçekten düştüğü yeri yakıyor. Şehit ailelerinin acısını onlar kadar hissedebilmemize olanak yok. Bu röportajdan sonra uzun uzun sessiz kalmak istedim. Normal bir hayatım olduğu için de suçluluk duydum. Bütün şehit yakınlarına Allah sabır versin.
Artık gençler ölmesin, kimse ölmesin!

Başınız sağ olsun. Allah sabır versin...

- (Ağlıyor.)
Türkiye'ye gelmeye nasıl karar verdiniz?
- Ben hep çocuklarım iyi İngilizce konuşsun istedim. İnternette gezerken, Tansu'nun ablası Banu'nun Antalya'daki dil kursunu gördüm. Tanıştık, bir yıla yakın Eliz ve Lucky, Banu'dan internet üzerinden İngilizce eğitim aldı. İnanılmaz gelişme gösterdiler. Biz de Banu'yla arkadaş olduk. Sonra bize davetiye yolladı, Antalya'ya geldik...
Yerleşmek için mi?
- Yok hayır, tatile. 3 ay kalıp dönecektik. Geçen nisan ayıydı. Ben bir tesadüf eseri Banu'nun erkek kardeşi Tansu'yla tanıştım. Diyarbakır'da görevliydi, bir günlüğüne gelmişti. Çok tuhaf bir şey oldu. Alamadık kendimizi birbirimizden. Her şeyi tanıdıktı, sanki yıllardır tanışıyorduk, o güzel sesi, bakışları, şefkatli hali. Hep özlediğim şeydi. Bütün bir hayat onu beklemiştim sanki. Biz küt diye âşık olduk. Bir ay kadar telefonlaştık, mesajlaştık. Sonra bu ilişkiyi uzaktan sürdüremez olduk. Onun yanına gitmek istedim. Tabii ki Diyarbakır'ın tehlikeli olduğunu söyledi. Buna rağmen gittim. Hayatımın en güzel günleriydi, apar topar evlendik. Topu topu iki buçuk ay birlikte olabildik ama hayatımda hiç kendimi bu kadar tamamlanmış hissetmedim.
Çocuklarınız da sizinle birlikteydi?
- Elbette. Onlarla da çok iyi anlaşıyordu. 10 ay sonra hep birlikte Antalya'ya taşınacaktık. Şark hizmeti bitiyordu.
Diyarbakır'da nasıl geçiyordu hayatınız?

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Ne kadar kaçarsak kaçalım bir gün kendimizi annemize benzerken buluruz! 15 Eylül 2019 | 669 Okunma Bugün vizyona giren ‘Kız Kardeşler’ filminin yönetmeni Emin Alper: Erkekler, kadınları dizginleyemediklerini anladıkları noktada onları öldürüyorlar! 13 Eylül 2019 | 227 Okunma Hepimize örnek olsun 12 Eylül 2019 | 333 Okunma Yazıklar olsun! Masum bir can daha gitti 11 Eylül 2019 | 160 Okunma Rap’çiler susmadılar! 10 Eylül 2019 | 493 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar