Yıldız Kenter ve ölümsüzlük
Bazı hayatlar var; insan dinlerken de okurken de izlerken de tekrar tekrar hayrete düşüyor. Bunlar sahiden bu dünyada, bu ülkede, bu devirde mi yaşandı? Bir mesleğe karşı bu derece tutkulu olmak, zorluklar karşısında böyle...
Bazı hayatlar var; insan dinlerken de okurken de izlerken de tekrar tekrar hayrete düşüyor. Bunlar sahiden bu dünyada, bu ülkede, bu devirde mi yaşandı? Bir mesleğe karşı bu derece tutkulu olmak, zorluklar karşısında böyle inatçı durmak ve bunun sonucunu alabilmek mümkündü demek. Yıldız Kenter’in hayatı başında gelir bunların, benim gözümde. “Masal gibi” diyeceğim de düşüşleri, dibe vuruşları, karanlık günleri hiç eksik olmayan, ama ille de “kalkışları”, tekrar gün yüzüne çıkışları olan bir masal.Bu hafta yapım sponsorluğunu da üstlenen ENKA Sanat’ta seyirciyle buluşan “Caniko” belgeselinde bu “masal”ın bir kısmı anlatılıyor seyirciye. Yönetmen Selçuk Metin, senaryo yazarı Zeynep Miraç, danışman “Tiyatro Benim Hayatım” adlı Yıldız Kenter biyografisine imza atan Dikmen Gürün.Daha çok, Kenter’in sahneyle beraber ömrünü adadığı eğitimcilik hayatının izleri var belgeselde. Yıldız Kenter’i çoğu öğrencisi olan meslektaşlarından dinliyoruz. Onları çağırdığı şekliyle “caniko”ları, “hocaları” Yıldız’ı anlatıyorlar. Öyle çok izi kalmış ki hepsinin üzerinde. Tilbe Saran, Demet Akbağ, Demet Evgar, Yeşim Koçak, Mustafa Alabora, Engin Hepileri, Bülent Şakrak, Ali Poyrazoğlu, Bartu...