Romantik komedinin ayağı yere basanı
Adıyla bile insanı meraka sürüklüyordu, bir de önüne birçok eleştirmen tarafından yakıştırılan “Yılın en iyi filmlerinden biri” sıfatı ile Joachim Trier imzalı “Dünyanın En...
Adıyla bile insanı meraka sürüklüyordu, bir de önüne birçok eleştirmen tarafından yakıştırılan “Yılın en iyi filmlerinden biri” sıfatı ile Joachim Trier imzalı “Dünyanın En Kötü İnsanı” (Verdens verste menneske) MUBI’ye gelişiyle en çok heyecan yaratan filmlerden biri oldu. Hazır mıydık “Dünyanın En Kötü İnsanı” ile tanışmaya? Afişindeki gözlerini gölgesiz bir neşeye ufuklara dikmiş genç kadın yüzü de denkleme eklenince, açıkçası biraz “tehlikeli” bir insanla tanışmaya hazırlanmıştım kendi adıma. Bir tür “zehirli sarmaşık”. Karşısındaki sonsuz olasılıklar silsilesi ile ne yapacağını bilemeyen, bugün onu, ertesi gün diğerini isteyen ama gene memnun olmayıp arkasına bakan, hayli “sıradan” bir günümüz insanı, bir Y kuşağı mensubuyla tanıştım.30’una henüz basmamış bir kadın, Julie. Tıp öğrencisiyken aslında ilgisini çekenin insanın dışı değil, içi olduğunu anlayarak psikoloji okumaya karar veriyor. Tam o sırada asıl istediğinin fotoğrafçılık olduğunu fark ediyor, ayrıca meğer içinde bir yandan da hep yazma isteği varmış. Tabii Norveç’te sınav sistemi ve yaşam şartları bizdeki gibi olmadığı için bütün bunları deneme, kendisini “keşfetme” yolunda uzun uzun oyalanma fırsatı buluyor.Aynı...