Bu kafa nereye götürür?!

Kafkasya'da vuruşanlar kimler? Azerbaycanlılarla Ermenistanlılar mı? Müslümanlarla Hristiyanlar mı, Türklerle Ermeniler mi?  Her üçünü de diyebilirsin. Türkiye, Azerbaycan'ı niye destekledi ve hatta niye savaşta yer aldı? Sırf Müslüman olduğu için mi? Yoksa Türk olduğu için mi?

Adı bile "İslâm Cumhuriyeti" olan İran "devlet" olarak neden Azerbaycan'ı desteklemedi? Üstelik "mezhep" birliği de var. Ama İran'ın yüzde 40'ına yakın bir yekûn tutan Türk unsur Azerbaycanlıların yanındaydı. Tebriz'de neredeyse her gün destek gösterileri yapılıyor, Aras kıyısına gidilerek sınırda Azerbaycan'a bayrak sallanıyordu.

Bir "İslâmcımız" Azerbaycanlıları can-ı gönülden desteklemekle beraber "Türk" demekten kaçınıyor, "Müslümanlar" diyor. "Düşman" tarafından bahsederken ise "Hristiyan" değil; "Ermeni" adını kullanıyor. (Tenkit emiştim.)

"İslâmcılarımız" kendilerince bir hat çizmişler. O hattın dışına çıkarlarsa maazallah "gâvur" olacaklar! Geçmişte kendilerine öyle telkin edilmiş. Bu hattın içindeki düşman ise "Türk"tür! Kur'ân-ı Kerîm'i bile yok sayıyorlar!

Eski hastalık... Bir türlü kurtulamıyorlar. Ermeni Ermeni'dir, Fars Fars'tır, Arap Arap'tır, Fransız Fransız'dır, İngiliz İngiliz'dir... Ama, Türk "Türk" değildir!

Burada "Türk"e her saldırdığında cevabını alan İslâmcı kesimin muhterem yazarı "Turan" deyince de irkiliyor. Rusya'nın son anda Kafkasya'da devreye girmesini kastederek: "[Ermenistan'ı] basit bir stratejik himaye değildir, inanç temelli bir himayedir. Hele de bu çağ, 'Religio-politik'/ inanç-din merkezli bir siyaset' çağıdır." diyor ve sözü Turancılığa getiriyor: "Bazılarının 'Panturanist' hayallere kapılarak yazdıkları makalelerin, kuzeyde Rusya'yı da, güneydeki İran'ı da rahatsız edeceği unutulmamalıdır. Etnik beraberlik hayalleri yerine, bu çağda da bir 'religio-politik' (din-inanç merkezli) bir dünyada olduğumuzu son gelişmeler bize bir daha öğretmiş olmalıdır." (Selahaddin E. Çakırgil, Star, 17 Kasım 2020).