Korku ve ölüm imparatorluğu

Cuma akşamüstü İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Can Dündar ve Erdem Gül hakkındaki kararlarını beklerken umutlu değildim. Çünkü yargının tarafsız olduğuna güvenim yok. “Yargı...

Cuma akşamüstü İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Can Dündar ve Erdem Gül hakkındaki kararlarını beklerken umutlu değildim. Çünkü yargının tarafsız olduğuna güvenim yok.
“Yargı bağımsız değil ki, tarafsız olsun. Bağımsız olmayan yargı, Cumhurbaşkanı’nın bedelini ödeyecekler dediği ve tavır alıp, taraflığını ilan ettiği bir davada nasıl adil karar versin” diye düşünmemek kolay mı?
Birden ulaşan bir haber, kararı ikinci plana itiverdi. Can Dündar kendisine “Vatan hainisin!” diye haykıran, sonradan adının Murat Şahin olduğu öğrenilen 40 yaşındaki işsiz birinin silahlı saldırısına uğramıştı.
Saldırgan, Can Dündar’ın açıkça ayaklarına doğru ateş ettiğine göre, öldürme kastı gütmüyor görünüyordu.
Amaç, susturmak ve sindirmek olduğuna göre, neden “susmazsan sinmezsen neler olur gör” yöntemiyle işe başlanmasındı ki?..
En az maliyetlisinden başlayarak, derece derece tırmanmak her zaman mümkündü.
Can Dündar saldırıdan sonra şunları söylüyordu:
-Saldırganı tanımıyorum, ama saldıranı kimin cesaretlendirdiği ve beni hedef haline getirdiğini, asıl onların suçlanması gerektiğini de biliyorum.

***

Can Dündar’ın bu sözleri ilk anda akla yaptıkları haberi vatana ihanet, casusluk suçu olarak niteleyen ve bedelini ağır ödeyecek uyarısını yapan, “Reis”i getiriyorsa da, ben “öyle demek isteseydi, açıkça söylerdi yok canım onu kastetmemiştir” derim. Hem, Reis’in Murat Şahin’e, “Sık şunun ayağına aklı başına gelsin, sesini kessin!” türünden haber gönderdiği veya herhangi bir ilişki içinde olduğu kanıtlanmadan böyle bir iddiada bulunulamayacağına göre...
Gerçi, devletin bir numarasının, vatandaşları kolaylıkla vatan ihanetiyle suçlayabildiği, insanların kendileri yandaşları, büyükleri gibi düşünmeyenleri, hele hele onlara muhalif olanları düşman gördükleri, düşman ile hainin katlinin vacip olduğunu kabul ettikleri bir toplumda, sabıka kaydı kabarık, işsiz, kişiliksiz kimselerin önde gelen büyüklerin, kanaat önderlerinin sözlerinden hareketle, durumdan vazife çıkarıp silaha davranmaları mümkündür.
Bu denli gergin toplumlarda insanlar konuşurken, suçlarken kolayca azmettirici durumuna düşebileceklerinin bilincinde olmalıdırlar.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
İyi insan 19 Mart 2024 | 629 Okunma Laiklik nedir? 06 Mart 2024 | 188 Okunma Yıldönümü 03 Mart 2024 | 87 Okunma Aslında biliyorlar 01 Mart 2024 | 68 Okunma Vatan nöbeti 27 Şubat 2024 | 279 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar