Durum

Cumhuriyet yazarı Ali Sirmen bu hafta 'Durum' başlıklı yazısını kaleme aldı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Can Atalay’ın başvurusu için Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) kararının gerekçesini bekliyor. 

Şu anda kararın ne zaman verileceği belli değil. Aslında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gerekçeli karara ihtiyacı yok. Çünkü mahkeme gerekçeleri tartışacak konumda değil. Doğrudan tahliye kararı vermek zorunda. Ama vermiyor. Şimdi durum ne? 

Anayasa AYM kararının gereğinin yerine getirilmesi ve doğrudan tahliye kararı verilmesini amir. Yargıtay ise AYM’nin karara imza koyan yargıçları hakkında suç duyurusunda bulunmuştur. 

Ortada bir AYM kararı var. Anayasa gereği uyulması zorunlu, buna karşılık AYM’nin kararına uyulmuyor. Bu durumda AYM’nin kararına uyulmaması darbe oluyor. Ortada top, tüfek olmaması durumu değiştirmiyor. Devletin gücünü elinde tutanlar anayasanın kendine verdiği devletin erkini kullanarak AYM kararının uygulanmasını engelliyorlar. Burada devletin erkini kullanan makam fiilen mahkeme kararının uygulanmasını engellemiştir. Burada devletin erkinin kullanılması manevi cebir unsurunu oluşturmuştur. Eğer ortada bir darbe olduğunu telaffuz etmek istemiyorsanız ne olacak? 

Bu durumda anayasasızlaştırmak kavramı ile karşı karşıyayız. Anayasaya uyulmamakta ama anayasa da orada durmaktadır. Bir bakıma askıya alınmıştır anayasa.

***

Bu durum nasıl giderilecektir? 

En doğrusu İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, AYM kararına uyarak Can Atalay’ın tahliyesine hükmetmesidir. Şimdiye dek kararın savsaklanmasına mazeret olarak gerekçenin beklenmesi kabul edilebilecek neden olmamasına rağmen fazla üzerinde durulmayacaktır. Böylelikle anayasaya aykırılık giderilmiş olacaktır. Ancak şu anda anayasa ihlali sürmektedir. Şimdilik mahkemenin AYM kararına uyacak bir davranışa “ikna edilmesi!” konusunda bir belirti yok. Önümüzdeki günlerde bu alanda ne gibi gelişmeler beklenebileceğini kestirmek güç. Yargının kendi mekanizması içinde olayı Hâkimler ve Savcılar Kurulu’na götürmesi beklenir. 

Anayasa Mahkemesi’nin kararına uyulmaması olayı bizde genellikle darbeleri çağrıştıran başka bir olayla aynı zamana rastlamıştır: Tuzla Piyade Okulu’nda Atatürk’ün resmini taşımak istemeyen subaylar olayı. TSK’nin bu olayı sağduyu ve soğukkanlılıkla, kendi geleneklerine uygun olarak, kendi bünyesi içerisinde çözeceğinden kuşku duymamak gerek. 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
İyi insan 19 Mart 2024 | 629 Okunma Laiklik nedir? 06 Mart 2024 | 188 Okunma Yıldönümü 03 Mart 2024 | 87 Okunma Aslında biliyorlar 01 Mart 2024 | 68 Okunma Vatan nöbeti 27 Şubat 2024 | 281 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar