Öğretilmiş cehalet

Daha önce açılmış birinci sınıflar dışında kalanlar için pazartesi okulların açılmasını medya “eğitim yılı başladı” başlığıyla...

Daha önce açılmış birinci sınıflar dışında kalanlar için pazartesi okulların açılmasını medya “eğitim yılı başladı” başlığıyla verdi. 
Aslında başlayan, ürünlerinin kalitesi her yıl biraz daha aşağılara düşen, “özendirilmiş, öğretilmiş cehalet eğitimi” sezonuydu. 
Kuşkucu, araştırmacı, tartışmacı, çoğulcu, kız-erkek bir aradalık ilkelerine dayanan laik eğitimi saf dışı bırakmayı amaçlayan, kız-erkek cinsiyet ayrımına dayandırılmaya doğru yönelme belirtileri gösteren, kutsal etiketi ardında dogmaları dayatan, tartışmayı engelleyen, kuşkuya şeytan işi olarak bakan, biat kültürünü yerleştirmeyi hedefleyen, hurafeci, ezberci, örnek modelini “imam hatipler”in oluşturduğu, inisiyatifi, hâlâ tutuculuk kıvamı yeterli bulunmayan MEB yanında dinsel vakıflara bırakılmış bir düzendir “özendirilmiş, öğretilmiş cehalet eğitimi”. 
Sistemin özendirdiği ve öğrettiğinin cehalet olduğunu biz değil, OECD söylüyor. 
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün hazırladığı “Program forInternational Student Assestement” (PISA) raporları eğitimimizin nasıl geride kaldığını ve zaman geçtikçe de aşağılara doğru kaymakta olduğunu gözler önüne seriyor.

***

OECD’nin 35’i kendi üyeleri ve AB olmak üzere 72 ülke ve ekonomik bölgede üçer yıllık dönemler halinde, 15 yaşındaki öğrencilerin kazanmış oldukları bilgi ve becerileri değerlendirmek üzere bilim, matematik ve okuduğunu anlama dalında yaptığı değerlendirmelerin 2016 yılında gerçekleştirilmiş olan en sonuncusu, 15 yaşındaki Türk öğrencilerin bilim, matematik ve okuma alanlarının hepsinde de sıralamanın en sondaki üçte birlik bölümüne dahil olduğunu ve her üç alanda da OECD standartlarını tutturamadığını ortaya koymaktadır. Singapur, Doğu Asya ülkeleri ve Finlandiya’nın hemen hemen bütün kategorilerde başı çekmekte olduğunun görüldüğü değerlendirmede, bilim dalında değerlendirmeye giren öğrencilerin Singapur’da yüzde 25’i, Japonya, Tayvan ve Finlandiyalı öğrencilerin yüzde 15’i en yüksek puana yakın başarıya ulaşırlarken (Bu oran OECD ortalaması olarak yüzde 7.7’dir.) Türkiye’de ise en yüksek başarı düzeyindeki öğrenci oranının yüzde 0.3 olduğu görülüyor. 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
İyi insan 19 Mart 2024 | 624 Okunma Laiklik nedir? 06 Mart 2024 | 182 Okunma Yıldönümü 03 Mart 2024 | 85 Okunma Aslında biliyorlar 01 Mart 2024 | 67 Okunma Vatan nöbeti 27 Şubat 2024 | 276 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar