Ukrayna’nın hayal kırıklığı
Atlantik kampının Rusya karşısındaki telaşının ve çaresizliğinin belirtileri ABD Başkanı Joe Biden’in geçen hafta yaptığı açıklamalarla daha net bir şekilde ortaya...
Atlantik kampının Rusya karşısındaki telaşının ve çaresizliğinin belirtileri ABD Başkanı Joe Biden’in geçen hafta yaptığı açıklamalarla daha net bir şekilde ortaya çıktı.
Biden, “Kısa vadede Ukrayna'nın şartları yerine getirip, NATO'ya katılabileceğini sanmıyorum.” dedi. Daha önce ileri sürdüğü “Rusya Ukrayna’yı işgal edecek” yaygarasından vazgeçerek “Bu küçük bir saldırı olabilir.” demiş.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in de olumlu bir sinyal vermediği ortada.
Avrupa Birliği (AB) ülkeleri kendi içinde bölünmüş durumda. Ama burada Almanya ve Fransa’nın tutumu tayin edici. Her iki ülke de savaşa karşı diyalog çizgisi izliyor.
ABD’nin AB ülkelerini Rusya üzerine sürme planları da tutmadı.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile Cenevre’de yaptığı görüşme de bu arayışın bir ürünü. Blinken ABD’nin, Rusya’nın NATO güçlerini Doğu Avrupa’dan çekme taleplerine bu hafta yazılı bir yanıt vereceğine söz vermiş. Bu görüşmede Sergey Lavrov, bir kez daha Ukrayna'yı işgal etmeye yönelik bir planları olmadığını söylemiş ve iddialarla ilgili Batı'yı suçlamıştı. Lavrov, Batı ülkelerinin, “Rusya'nın Ukrayna'ya saldıracağı” açıklamalarının, “Ukrayna'yı askeri anlamda kışkırtma ve cesaretlenmeye yönelik olduğunu” söylemiş ve sonunda her iki bakan da “diplomatik yolları deneyeceklerini” ifade etmişti. Biden’ın açıklamalarını da göz önünde tutarsak, ABD’nin diplomasi ve yaptırım ikilemi arasına sıkıştığı görünüyor