Habemus ‘Transatlantica’?
Dün bütün dünyanın gözü İtalya’nın başkenti Roma’daydı. Katolik âleminin ruhani lideri Papa’nın cenaze töreni, haber değeri yüksek birçok gelişmeye sahne oldu. Sevgilisini öperken...
Dün bütün dünyanın gözü İtalya’nın başkenti Roma’daydı. Katolik âleminin ruhani lideri Papa’nın cenaze töreni, haber değeri yüksek birçok gelişmeye sahne oldu. Sevgilisini öperken müstakbel sevgilisinin gözlerine bakmak gibi, Papa Franciscus’un vefatının ilan edildiği gün, yerine kimin geçeceği tartışılmaya başlandı. Katoliklere saygısızlık etmeden, teşbihte hata olmaz misali, adeta bir “Papa toto” oynandı. Dünyadaki meslektaşlarım, Vatikan uzmanlarına dayanarak yeni Papa’nın kim olacağını tahmin etmeye çalıştı. Favoriler arasında Pietro Parolin ve Matteo Zuppi öne çıktı. Ancak tecrübeyle sabit: Konklava Papa olma hevesiyle giren, kardinal olarak çıkar. Genellikle hiç beklenmeyen bir adayın yapacağı etkili bir konuşma kardinalleri ikna eder. Papa Franciscus’un veliahtı, Konklav bitip bacadan tütecek beyaz duman ve ardından yapılacak “Habemus Papam”ilanıyla açıklanacak. Başlıktaki “Habemus Transatlantica?” sorusunu da bu bağlamda seçtim. Vatikan yeni Papa’sına kavuşacak, peki Transatlantik ilişkiler yeniden tesis edilebilecek mi? Papa’nın cenazesi vesilesiyle, Transatlantik topluluğun iki yakası bir araya geldi. Ancak ortak bir zeminde buluşabilecekler mi? Bu sorudan yola çıkarak...