Çocuklar TRT’ye emanet

Çocuklarımızı kendi ellerimizle yokluğa sürüklüyoruz. Her imkândan yararlanarak yetiştirdiğimiz çocuklarımızın duygu dünyaları neredeyse yetişkin bir insana yakın durumda. Gördükleri...

Çocuklarımızı kendi ellerimizle yokluğa sürüklüyoruz. Her imkândan yararlanarak yetiştirdiğimiz çocuklarımızın duygu dünyaları neredeyse yetişkin bir insana yakın durumda. Gördükleri, duydukları, konuştukları ve en önemlisi izledikleri programlar düşünüldüğünde çocuklarımız çok erken dönemlerde birçok konuda fikir sahibi olabiliyor. Çocukların bu ortamlarda az çok, yalan yanlış edindiği bilgiler karşısında ebeveynler çaresiz kalıyor.

Çalışan eşler çoğaldı. Çocuklara zaman ayırmak zorlaştı. Vakit dar, yapılacaklar ve yetişilecek işler çok fazla. Sosyal hayat hızlı. İnsanlar her yerde olma, her ortamda görünme, her işte kendini gösterme telaşesi içinde olduklarından çocuklarını ya ihmal ediyor ya da birine emanet ediyor. Bir anne, evde yemek veya temizlik yaparken çocuğunu kime emanet ediyor? Henüz emekleyen veya yürümeye ancak başlamış bir bebek nasıl vakit geçiriyor? Okuldan eve dönen bir çocuk akşam yemeğine kadar evde nasıl oyalanıyor?

Bebekleri ve çocukları teknolojiye teslim ediyoruz. Çocukların ellerine ya akıllı telefon, tablet veriyoruz ya da onları televizyona teslim ediyoruz. Kontrolsüz, takipsiz bir şekilde ve içerikleri hakkında tam bilgi sahibi olmadığımız oyunlar, çizgi filmler, karakterler, kahramanlar eşliğinde yetişen çocuklarımız var. Bu çocuklar, izledikleri ve etkisi altında kaldıkları kahramanları taklit etmeye başlıyor. Onlar gibi giyinmeye, konuşmaya, süslenmeye başlıyor. Dünyaları tamamen sanal ortamın etkisinde şekilleniyor. Gerçek dünyaya bir türlü alıştıramadığız, çağıramadığımız, sorumluluk veremediğimiz çocuklarımız büyüdükçe sorunlar da büyüyor.

sorunu hiçbir aile tek başına aşamaz. Tüm toplumun duyarlığı ve devletin bu konuda politikası olmak zorundadır. Teknoloji oldukça gelişti. Çocuklarımızı bilgi çağının ve teknolojinin imkânlarından madem mahrum bırakmak istemiyoruz, o halde onları daha güvenli bir ortama teslim edelim. Çocukların ve biz yetişkinlerin en çok vakit harcadığı televizyon konusunda bilgili olmak durumundayız. Her ailenin bir tv izleme programı olmalıdır. Televizyon programlarının içerikleri hakkında bilgi sahibi olmak gerekir. Bilgisayar için belli saatlerde izin vermek gerekir. Güvenli internet kullanmak lazım.

Konumuz okul öncesi ve ilkokul çağı çocukları olduğuna göre özellikle çizgi filmler hakkında detaylı bilgi sahibi olmalıyız. Çocuklarımıza izlettirmeyi düşündüğümüz programları, filmleri önceden bizim izlememiz gerekir. Sadece tv programları değil, çocuklara aldığımız kitapların da içeriklerini bilmek zorundayız. Hem kitap içerikleri hem de tv programları konusunda aileler bilgi sahibi olmalıdır.

Günümüz yetişkinleri hep yabancı çizgi filmlerle yetişmiş durumda. Sanki kültürümüz, inancımız, geleneğimiz, edebiyatımız ve tarihimizde model alacağımız kahramanımız yokmuş gibi bir algı ile yabancı çizgi filmlerin, masalların etkisinde yetişmiştik. Yayın dünyasının bu kadar fazla ve çeşitli olduğu bir dönemde kime güvenelim? Bu sorunun cevabını şahsen bulmuş durumdayım.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Millî Eğitim 15 Aralık 2018 | 3.256 Okunma Şu okullar açılsa! 01 Eylül 2018 | 325 Okunma Eğitime adanmış bir ömür; Levent Yazıcı 30 Ağustos 2018 | 291 Okunma Zafer, bayram ve trafik 25 Ağustos 2018 | 149 Okunma Kurban ettiklerimiz 22 Ağustos 2018 | 3.571 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar