Hüseyin Cöntürk’ün eleştiri ufkunda
Babası kahveciymiş Hüseyin Cöntürk’ün. Dostu Halûk Aker’in söyleşisinden öğrendim (Eleştirmenin Arzusu, Hüseyin Cöntürk’ten Halûk Aker’e Mektuplar (1968-2003), YKY, 2015, s. 407). Belki de...
Babası kahveciymiş Hüseyin Cöntürk’ün. Dostu Halûk Aker’in söyleşisinden öğrendim (Eleştirmenin Arzusu, Hüseyin Cöntürk’ten Halûk Aker’e Mektuplar (1968-2003), YKY, 2015, s. 407). Belki de bundan, yazılarını evinde değil, kahvelerde yazarmış. Hatta bir ara ortak kahvehane açmayı bile düşünmüş, “Benim de aklım kahveciliğe yatar.” (s. 21) diyor. Aker’e yazdığı mektuplardaki; “Burası yedeği olan bir kahve…” (s. 32), “Bu satırları sana Hemşin I kahvesinde, İnam’la beni buluşturduğun yerde yazıyorum…” (s. 41) vb. ifadelerden mektupların çoğunu da kahvehanelerde yazdığı anlaşılıyor.
Edebiyatla ilgilenenler bilir, 1950’li yıllarda, İkinci Yeni’nin çıktığı dönemde yazdığı eleştirileriyle dikkati çekmişti Hüseyin Cöntürk. Ne Nurullah Ataç gibi öznel/ izlenimci ne de Asım Bezirci, Fethi Naci gibi Toplumcu eleştirinin yolunu izledi, metne odaklandı, eleştirisini metin dışı olgular üzerine bina etmekten kaçındı. Kanaatimce çağın duyarlığını, değişimi sezmişti. İkinci Yeni bu yeni duyarlığın, yeni insanın, yeni dilin ve idrakin şiiriydi. Asım Bezirci, bu duyarlığı sezememiş olmalı ki İkinci Yeni’yi Toplumcu eleştiri metoduyla analiz etti ve bence çoğu hükmünde -örneğin onları...