Yargılatmaya ne gerek Binali Bey!

Kimsenin oy verdiği partiyi, desteklediği siyasetçiyi, izlediği filmi, okuduğu kitabı, beğendiği yazarı eleştiremiyorsun... Laf etmeye kalkan, ağzının payını asgarisinden şöyle alıyor:

Oy, para, zevk, tercih, özgürlük benim değil mi, ne karışıyorsun keyfime, seni hiç ilgilendirmez. Eleştireceğine; beğenmiyorsan oy vermezsin, desteklemezsin, izlemezsin, okumazsın o kadar. Zorla oy verdiren, destek isteyen, parayla aldıran, izleten, okutan mı var!'

Farkında mısınız bilmem ama...

Bir şeyi eleştirmekle onun yasaklanmasını istemek arasındaki farkı dahi ayırt etme, gözetme zahmetine  katlanamayan tuhaf bir korumacılık refleksi, güya özgürlükçü tepkilere bile egemen hale geldi.

Ve fakat...

Tarafının, takımının, tercihinin üstüne kapanan bu tutuculuk... Değil ucundan dokundurmak, kenarından eleştirtmek, yan gözle dahi baktırmayan bu tahammülsüzlük, karşıtına gelince hayat hakkı bile tanımıyor. Konuşturmamaya, mümkünse yasaklatmaya, elden gelirse varlığını ortadan kaldırtmaya, baskıyla içeri falan attırmaya yöneliyor.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Batsın böyle Gazze yalanlamaları 28 Mart 2024 | 797 Okunma İkinci Öcalan mektubu vakası 27 Mart 2024 | 4.737 Okunma Uzay yolculuğu seçim göz boyaması mıydı? 26 Mart 2024 | 1.262 Okunma Ramazanda da ilahi dinlenmiyorsa 23 Mart 2024 | 497 Okunma Yeni Çözüm Süreci'nin işaret fişekleri 22 Mart 2024 | 1.546 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar