Ahmet Altan okumanın ağırlığı

Ya da dayanılmaz kışkırtıcılığı mı deseydim? Alternatif başlık fikrini Hasan Cemal'den ilham aldım.

Dün T24'teki yazısına, başlık seçerken yaşadığı kararsızlıkla başlamış.

Başlıkta "Yaşarken ölmek ya da hayatının efendisi olmak.." yazıyor.

Giriş cümlesi ise "Ya da Ahmet Altan'a mektup yazmanın dayanılmaz ağırlığı..."

Yazmaya oturduğumda benzer bir zorlukla boğuşurken buldum kendimi. Nereden başlayacağını bilemiyor insan.

Üstüne şunu da ekleyin; Altan'ın 'Bir Cümle' başlıklı denemesinde, hangi cümlesini kaldırsanız altından karanlık bir maceraya açılan gizli geçit kapıları çıkıyor. Karşı konmaz bir kışkırtıcılık, neresinden tutacağınızı şaşırmaz mıydınız?

Hasan Cemal, "Ahmet günaydın" diye, lafa sellemehüsselam dalarak şöyle kolaylamış:

"Huzurlu bir Eylül sabahı...

Böyle bir Eylül sabahı seni evden alıp hapse atmışlardı.

10 Eylül 2016. Üç yıl geçmiş..."

Daha fazla dağıtmadan ben de toparlıyorum.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Enflasyonun düşeceğine millet niye inansın? 19 Nisan 2024 | 619 Okunma Türkiye Yüzyılı'nın KDV'si kime hoş? 18 Nisan 2024 | 573 Okunma Istakoz davasının şifreleri 17 Nisan 2024 | 3.122 Okunma AK Parti'de ıstakoz kavgası 16 Nisan 2024 | 3.222 Okunma Batman’a niyet Urla’ya kısmet 13 Nisan 2024 | 1.031 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar