Filistin meselesinin neresindeyiz?

Hamas lideri Halid Meşal Ankara’da idi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu ile görüştü. Konuştukları konunun, Türkiye - İsrail ilişkilerinde gelinen nokta olduğunu tahmin etmek zor değil. Bir soru...

Hamas lideri Halid Meşal Ankara’da idi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu ile görüştü.

Konuştukları konunun, Türkiye - İsrail ilişkilerinde gelinen nokta olduğunu tahmin etmek zor değil.

Bir soru şu: Acaba görüşme talebi Erdoğan ve Davutoğlu’ndan mı geldi Meşal’den mi?

Diğer soru şu: Acaba görüşmede Cumhurbaşkanı ve Başbakan, “İsrail’le görüşmeler şu çerçevede cereyan ediyor, abluka konusunda şu durumdayız, İsrailli askerlerin yargılanmasında İsrail’in tavrı şu, İHH’nın tavrı şu, bunu nasıl karşılarsınız?” diye mi sordular?

Yoksa Halid Meşal, “İsrail tarafından yapılan açıklamalar bizde kaygı uyandırdı. Yoksa Türkiye ablukanın kaldırılması şartından vaz mı geçiyor?” gibi bir soru ile mi geldi?

“Türkiye sıkışınca Filistin’i sattı” temalarının İslam dünyasının sokağını etkilemeye matuf olarak tedavüle sokulduğu malum. Yine “Dünya Yahudiliği ‘one minute’ diyenlere bir fatura ödetir” yaklaşımının da ısıtılıp devreye sokulduğu malum.

Benim nezdimde bunun cevabı şöyle:

Ne Cumhurbaşkanı Erdoğan ne de Başbakan Davutoğlu Filistin’i satmaz. Bu iki lider için bunun söz konusu edilmesi bile abesle iştigaldir, he iki liderin böyle bir konu için adlarının geçmesini zül addedeceklerinden adım gibi eminim.

Özellikle bu konuya duyarlı islami çevrelerde hemen “kuşku” diline yönelinmesini de garip bulurum.

Bir kere yaşanan olayın, Filistin için Türkiye ağırlığının devreye konulduğu ve Filistin için en iyinin arandığı bir durum olduğunu görmek gerekiyor.

İlginç olan şu ki bütün İslam dünyasında konuya Türkiye kadar sahip çıkan bir ikinci ülke yok.

Üstelik Türkiye, HAMAS’ın birçok Arap - İslam (?) ülkesi tarafından “terör örgütü” ilan edildiği zaman, Hamas’ı savundu bütün uluslararası platformlarda. Yiğidi öldür hakkını yeme, sözünü burada da hatırlamak gerekir şayet insaftan söz ediyorsak.

Bazen dışarıdaki insanlarda mesela cephedeki adamdan daha fazla “cihadçı” olmak gibi duygu savrulmalarına tanık olunur. Cephedeki adamın verecek canı kalmamıştır mesela, ona hala “Can versene kardeşim” çağrısı yapılır.

Türkiye Filistin davasına gerçekten bütün ağırlığını koydu, eminim ki koymaya da devam edecek. Bir “İslam ülkesi” olarak Mısır’la, Körfez ülkeleriyle, bir miktar Suudilerle ilişkilerin gerilmesinde bile Türkiye’nin Filistin meselesindeki duyarlılığının etkisi vardır.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Etki ajanlığı - Bumerang üretimi 14 Mayıs 2024 | 71 Okunma Özgür Özel’in kritik sınavı 12 Mayıs 2024 | 777 Okunma Kaybolan ruh nasıl kazanılacak? 10 Mayıs 2024 | 1.624 Okunma Cicim ayları ne kadar sürer? 09 Mayıs 2024 | 2.115 Okunma “Adalet özürlü” olarak mı gideceksiniz? 07 Mayıs 2024 | 2.356 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar