Kitabına uydurma siyaseti

Anayasayı kenarından köşesinden çekiştirerek, düzeni değiştirme yönteminden önceki dönemlerden kalma kadim bir deyimimiz var: “Kitabına uydurmak”. Kitap? Yani Kuranıkerim! Çok...

Anayasayı kenarından köşesinden çekiştirerek, düzeni değiştirme yönteminden önceki dönemlerden kalma kadim bir deyimimiz var: 
“Kitabına uydurmak”. 
Kitap? 
Yani Kuranıkerim! 
Çok şükür artık laikiz! 
Sözde şimdi tek kitap anayasa! 
Ve ağızlarda da tek sözcük “demokrasi”! 
Her türlü dinbazlığın, kişisel, partisel cambazlığın demokrasiye ve elbette anayasaya uydurulması gerek. 
Ve ne tuhaftır ki bu türden düzenbazlıklar hep darbelerden sonraya raslatılıyor!
Ülkemiz, hukuken, siyaseten ve iktisaden 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 darbeleri ile darp edildi. Ardından da hep sansür, baskılar, faili meçhuller geldi. Ve hedefte hep Atatürk ve Atatürkçülük ve bu ikisinin de en köklü, en güçlü temsilcisi Cumhuriyet gazetesi! 
Sansür susturmaktır. Sansürün en kanlı hali ise suikast!.. Çok şükür suikasttan bir önceki “Hapislik” aşamasındayız.

***

Ülkemizde yüzlerce profesör var iken, cinayetlerin hedefinde hep Cumhuriyet’e yazı yazanlar oldu. 
Anayasa Profesörü Muammer Aksoy, Cumhuriyet’in düzenli 2. sayfa yazarı olmasaydı acaba yine de öldürülür mü idi?
Ya da Ilahiyat Profesörü Bahriye Üçok
Peki ya, Siyaset Bilimci Ahmet Taner Kışlalı
Prof. Kışlalı, Cumhuriyet’in 3. sayfasında köşe yazmasaydı yine de, Uğur Mumcu ile aynı akıbete uğrar ve bedeni aracına konulan bomba ile lime lime edilir miydi? 
Hedeftekiler hep Cumhuriyet ve bu gazete ile gönül ve fikir bağının ötesinde fiilen katkı sağlayan aydınlardı. 
Doğan Öz’ler, Ümit Kaftancıoğlu’lar, Bedrettin Cömert’ler, Cavit Orhan Tütengil’ler... 
Din devleti kurmak isteyenlerden, ırkçılığı körükleyerek ayrı bir coğrafya yaratmaya yönelenlere dek, bir tek ortak düşman Atatürk, tek hedef Atatürkçülüğün en köklü, en güçlü temsilcisi ise Cumhuriyet gazetesi idi.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Devrim! Biz de böyle yaptık 24 Mart 2024 | 147 Okunma Küçükpazarlı Kemal 17 Mart 2024 | 141 Okunma Vakıa vakası! 10 Mart 2024 | 153 Okunma Yüz yıllık yalnızlığın ilk günü 03 Mart 2024 | 122 Okunma Yetmiş yetmemiş notları 25 Şubat 2024 | 82 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar