Önce namuslu ol!

Demek ki, büyük edebiyatçının “sallamaları” da büyük oluyormuş... Her cümleyi “özenle” işlediğiniz söylenecek, kelimelere dans ettirme becerinize övgüler düzülecek...

Demek ki, büyük edebiyatçının “sallamaları” da büyük oluyormuş...

Her cümleyi “özenle” işlediğiniz söylenecek, kelimelere dans ettirme becerinize övgüler düzülecek, hakkınızda hak etmediğiniz taltif cümleleri kurulacak... Alıp kabul edeceksiniz. “Bir dakika yahu! Gerçekten de öyle mi?” deme gereği duymadan, bahşedilmiş payenin keyfini süreceksiniz... Hiç sorgulamayacaksınız... “Büyük edebiyatçı” payesinin, aynı zamanda asgari bir tutarlılığı, namuslu bir tavır alışı, dürüst bir muhalifliği de içerdiğini/içermesi gerektiğini ise hiç düşünmeyeceksiniz. Fütursuzca sallayacaksınız.

Sallamalarınız karşılık buldukça, fütursuzluğunuza fütursuzluk ekleyeceksiniz.

Konvansiyonel dönemlerde “haber”e ulaşmak zordu.

Bir bilgiyi ya da iddiayı kolayca doğrulayamazdınız.

İletişim araçları sınırlıydı. Çoğunlukla, “verilenle” yetinirdiniz.

Dolayısıyla, gazetecilik zor ve meşakkatli bir işti.

Bu nedenle, günümüzün (yani bilgi ve haberleşme çağının) gazetecileri daha şanslı görülür... Çünkü habere “anında” ve farklı kaynaklardan ulaşma imkânı mevcuttur...

Doğru dürüst gazetecilik yapanlar için “şans” olarak görülen bu durum, kötü niyet sahipleri ve kötülükten beslenen gazeteciler için dezavantajdır...

Bilgi, çünkü, “hareket alanınızı” daraltır, manipülasyon yapma imkanınızı elinizden alır. Yalanınız elinizde patlar. Manipülasyon girişimleriniz anında karşılık bulur. Yani, “yediremezsiniz...” Dolayısıyla, manipülasyonunuzda bile kılı kırk yarmak ve dikkatli olmak zorundasınız.

Şimdi size, “büyük edebiyatçı” sözcükleriyle taltif gören bir gazetecinin yazısından küçük bir pasaj aktarmak istiyorum. Okuduğunuzda, eminim ki siz de benim gibi “İyi de, büyük edebiyatçı olmak, namusu elden bırakmayı gerektirmiyor ki!” diyeceksiniz ve büyük edebiyatçının “küçük hallerine” üzüleceksiniz.

Okuyalım: “AKP iktidarı daha önce bu ülkenin hiç görmediği türden vahşi bir savaşı sürdürüyor, yasalara aykırı bir şekilde sokağa çıkma yasakları uyguluyor, mahallelere tanklar sokuyor, evleri bombalıyor, sokakta bebekleri vuruyor, yaralıları ölüme terk ediyor. Sadece şu anda 28 kişi karanlık, soğuk bir bodrumda ölümü bekliyor...”

Durumun böyle olmadığını anlamak için binlerce haber kaynağına ulaşmanız ve “ultra” bir gazetecilik sergilemeniz gerekmiyor.

Bir tuş yardımıyla istediğiniz bilgiye “anında” ulaşabilir ve büyük edebiyatçı diye taltif gören şahsın yalan söylediğini saptayabilirsiniz.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Siz CHP'liler hep böyle misiniz? 27 Ekim 2020 | 2.306 Okunma Enver Altaylı, Fetullah'ın asker arkadaşıydı 26 Ekim 2020 | 5.083 Okunma Boşboğazlığın işe yaradığı anlar 16 Ekim 2020 | 2.152 Okunma Bahçeli neden Bişkek uyarısı yaptı? 14 Ekim 2020 | 1.213 Okunma Siyasi ahlak ve Kılıçdaroğlu 13 Ekim 2020 | 3.661 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar