Büyü ne zaman bozuldu?

12 Eylül 2010 referandumunda istediğini elde eden, bunu yeterli görmeyip daha fazlasını isteyen “paralelcilere” göre büyü 2011 yılında bozuldu. Bu tarih, MİT’in hedefe konulduğu ve uygulamaya geçildiği...

12 Eylül 2010 referandumunda istediğini elde eden, bunu yeterli görmeyip daha fazlasını isteyen “paralelcilere” göre büyü 2011 yılında bozuldu.

Bu tarih, MİT’in hedefe konulduğu ve uygulamaya geçildiği tarihtir.

İstenen atamaların yapılmadığı tarihtir.

Emniyet istihbaratındaki mutemet şahsın görevden alındığı tarihtir.

Ergenekon savcısı Zekeriya Öz’e “Biraz yavaş gel aslanım” denildiği ve başka bir göreve atandığı tarihtir.

İlker Başbuğ’un, olmayan örgütün lideri ilan edildiği, Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın da buna itiraz ettiği tarihtir.

Başbakan’a (onların çok sevdiği ifadeyle, “Dönemin Başbakanı”na) yönelik fiziki takibin başladığı ve “görüntüler var” tevatürünün şakirtler arasında dolaştırıldığı tarihtir.

Beşir Atalay’ın İran’a seferler düzenlediği tezviratının dolaşıma sürüldüğü (İran’a hiç gitmemiştir oysa) tarihtir.

Muhayyel “Selam-Tevhid örgütü” için belge biriktirildiği tarihtir.

Öncesi de var elbette...

Mahut “Van münit vakası”ndan sonra da paralel cenahtan mütereddit itirazlar yükselmiş, siyasi konjonktür uygun olmadığı ve bu itirazı savaşa dönüştürecek yeterli malzeme bulunamadığı için araziye uyulmuştu. Daha doğrusu, açık savaş göze alınamamış, sinsi çürütme kampanyaları başlatılmıştı.

Paralelciler “2011” diyor.

Hoca efendileri de, konu açıldıkça, örtük ve sinik bir biçimde, bu tarihe vurgu yapıyor.

Bir kısım arkadaşa göre de, büyü “2014” yılında bozuldu.

Vaktiyle Erdoğan taraftarlığını kimselere kaptırmayan, yakın zamana kadar AK Parti’nin ve Erdoğan’ın sunduğu bütün imkânlardan yararlanan; “Hep biz... Hep biz...” diyen, “Biz olmasak, Erdoğan olmaz; AK Parti diye bir şey de olmaz” demeye getiren arkadaşlar bunlar.

Bu arkadaşlara göre, 2014 yılından sonra her şey değişti.

Erdoğan’da “diktatörleşme eğilimleri” başladı. Eskiden ne güzel şiir yazarlardı, konserlere giderlerdi, sanat üretiminde bulunurlardı. Ülkenin içinde bulunduğu şu hal bütün bunlara engel oldu.

Erdoğan’da diktatörleşme eğilimleriyle birlikte, tahammülsüzlük baş gösterdi.

En önemlisi, “seviye” düştü.

Ülkeyi bir avuç trol ve danışmanlar ordusu yönetmeye başladı.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Siz CHP'liler hep böyle misiniz? 27 Ekim 2020 | 2.306 Okunma Enver Altaylı, Fetullah'ın asker arkadaşıydı 26 Ekim 2020 | 5.083 Okunma Boşboğazlığın işe yaradığı anlar 16 Ekim 2020 | 2.152 Okunma Bahçeli neden Bişkek uyarısı yaptı? 14 Ekim 2020 | 1.213 Okunma Siyasi ahlak ve Kılıçdaroğlu 13 Ekim 2020 | 3.661 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar