Spora yön verenler…

‘Ahmet hocam. Eski Türkiye artık eskide kaldı. Yeni Türkiye eski Türkiye değil. Ne var ki spora yön verenler hâlâ eski kafa’ şeklinde başlıyor ismini ‘spora yön verenler sohbetimize Hüseyin Avni Yücel...

‘Ahmet hocam. Eski Türkiye artık eskide kaldı. Yeni Türkiye eski Türkiye değil. Ne var ki spora yön verenler hâlâ eski kafa’ şeklinde başlıyor ismini ‘spora yön verenler sohbetimize Hüseyin Avni Yücel kardeşimiz. Kendisiyle dostluğumuz üniversite, Spor Akademisi, tam 25 yıl öncesine dayanıyor. Böyle de olunca içtenlik, samimi bir hava yansıyor, karşılıklı soru cevaba. Açıklamaları o denli içtenlik doluydu ki, adı spor da olsa mükâfatı veya cezası, yaratılmışların en hayırlısı insanoğluna dokununca, dertlenmemiz de kaçınılmaz oluyor. İşte bu bağlamda Osman Nuri Topbaş Hocaefendi’nin bir sohbetini hatırlatıyor bizlere: 

“Seriyy-i Sakatî -kuddise sirruh-, ders esnasında talebelerine; ‘Mü’minlerin dertleriyle dertlenmeyen, onlardan değildir.’ (Hâkim, Müstedrek, IV, 352; Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, I, 87) hadîs-i şerîfini îzâh ediyordu. Bu sırada, bir talebesi heyecanla içeri girdi ve; ‘–Üstadım! Sizin mahallede yangın çıktı, her yer kül oldu. Yalnız sizin ev kurtuldu!’ dedi. Seriyy-i Sakatî, sevinç içinde; ‘Elhamdülillâh!..’ deyiverdi. Fakat tâ otuz sene sonra bir dostuna; ‘–Ben o gün, «Elhamdülillâh!..» demekle, bir anlık da olsa sırf kendimi düşünmüş, felâkete uğrayanların ıstırabından uzak kalmış oldum. İşte, otuz senedir o hâlimin tevbesi içindeyim!..’ dedi…”

15 GÜNDE MÜHENDİS, ÖĞRETMEN… OLMAK

Yücel kardeşimiz devam ediyor samimiyetini kelimelerle dökmeye: “Hani derler ya ne var ne yok. Cevaben eski tas eski hamam diye… Be Kardeşim bu ülkede iki haftalık kurslar ile öğretmen yetiştirildi. Eyvallah... öğretmen olarak atandı.. Eyvallah.. Örümcek kafa zihniyeti mi ona da eyvallah diyerek diyorum ki; iki haftalık kurs açın doktor olmak istiyorum. İki haftalık kurs açın avukat olmak istiyorum. İki haftalık kurs açın eczacı olmak istiyorum. İki haftalık kurs açın öğretmen, mühendis, mali müşavir olmak istiyorum... İki haftada ‘hıyar’ bile yetişmez iken, nasıl olur da hâlâ iki haftalık kurslar ile antrenörler yetişiyor hayret.. Spor yöneticilerine eğitimin var mı diye soran bile yok... 

1993 yılında üniversitelerde Antrenörlük ve Spor Yöneticiliği bölümleri açıldı. Hem de 4 yıllık. Yıl 2018 en az bir milyona yakın mezun var. Ama hâlâ iki haftalık kurslarla antrenör yetiştiriliyor. Eğitim seviyelerine bakılmadan. Bir de kendi içlerinde bir lobileri var ki, 4 yıllık üniversite mezunları o lobilerin içine bile giremez. Adamlar deha. İki haftada Anatomi, Fizyoloji, Kinezyolozi, Kinantropometri, Biyokimya, Beslenme, Antrenman Bilimi gibi dersler yanında bir de branş eğitimi ve drilleri antrenman yöntemlerini, iki haftalık kurslar da öğreniyorlar. Bunlara alaylı diyorlar.” 

BERBER KALFASI BİLE 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Futbol Federasyonu başkanı kim olmalı? 24 Nisan 2024 | 138 Okunma Sürdürülebilir ‘özel gereksinimli’ spor faaliyetleri ve TFF örneği 21 Nisan 2024 | 29 Okunma Paris Olimpiyatları, Hera tapınağı ve Gazze katliamı… 19 Nisan 2024 | 38 Okunma TFF’ye yabancı başkan (mı!) 17 Nisan 2024 | 100 Okunma Seçim sonrası CHP’li belediyeler, özel gereksinimli bireyler ve spor 14 Nisan 2024 | 41 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar