Başakşehir’in liderliği, Trabzonspor’un farkındalığı

Galatasaray ‘kaybetme’ serisinde ödün vermeyince, ligin yeni lideri Osmanlıspor maçından galip ayrılan Medipol Başakşehirspor takımı oldu. Sezona renk gelsin, heyecan katsayısı artsın türünden bir ‘şampiyonluk’ yarışı. Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor’un rakipleri karşısında galip ayrılması, ‘köprünün altından’ daha çok ‘suların’ geçeceğinin’ işareti. Kaliteyi bırak, heyecana bak türünden ‘öylesine’ bir yarış. Geride kalan on dört hafta sonunda, oluşan puan durumu bunun en bariz göstergesi...

TRABZON KÜME DÜŞMEZ...

Türk-İslam düşünürü, tasavvufun ehli ve derin mimarı Mevlânâ Celâleddîn Rûmî ne diyor; ‘...Dün dünle gitti cancağızım! Neler söylemek gerekirse düne ait, Bugün yeni şeyler söylemek lazım.” Hayatın her aşamasında olduğu gibi, bu hayatın bir parçası haline gelen spor/futbol ile ilgisi olanlar için yeni gözde takım Trabzonspor...

Bordo-mavili yönetimin Ersun Yanal ısrarı/yanlışında geri adım atınca, teknik kadro değişiminden sonra takım üst üste kazanmaya başladı. Antalyaspor karşısında elde edilen 3-0 gibi net galibiyet, sadece ‘moral’ kazanımıyla birlikte, kötü günlerin geride kalması manasına geliyor. Alınan saha içi sonuçlar bunu doğruluyor. Teknik direktör Rıza Çalımbay öncülüğünde bu sezon bir ilki yaşadı bordo-mavililer. Osmanlı, Sivas ve son olarak Antalyaspor galibiyetleriyle üst üste maç kazanmakla kalmadı, lider ile arasındaki puan farkını sekize düşürdü. Değişim bununla da sınırlı değil. Sezona kötü başlangıç yaparak ‘Bu takım küme düşer mi?’ denilen ekip, Çalımbay’ın göreve gelmesiyle birlikte bu takım için ‘Şampiyon olur mu?’ şeklinde, sevenlerini farklı düşünceye itti. Puan durumu ve zirveye ortak takımlara bakıldığında belki ‘mutlu son’ çok zor gözükebilir ama, ligi üç sırada tamamlayıp, ‘Avrupa maçı oynaması mı, neden olmasın!’ görüşümüzü destekler nitelikte...

Takım başarısıyla birlikte, Trabzonspor camiasında adından övgüyle bahsedilen bir başka isim Burak Yılmaz. Rakip savunması ve kalecilerin korkulu rüyası olan golcü oyuncu, Antalya filelerini iki kez havalandırarak, 11 maçta 12 gol atma başarısı gösterdi. Sezon başında ‘astronomik’ sayılabilecek rakamla eski takımına kavuşan golcü oyuncu, oynadığı maçlarda ‘pas’ geçmeyerek, transferinin ne kadar isabetli olduğunu göstermiş oldu. Gol bölgelerindeki başarısı Yılmaz’ın, sadece takımı için değil,  Milli Takıma da ‘umut’ olacağını görmüş olduk. Trabzonspor gol bölgelerinde bunlar yaşanırken, gol yemeden maç kazanmasını ayrı bir ‘başarı’ olarak değerlendirirsek, abartmış olmayız. İyi günler mi! Geçmişin ‘kaoslu’ günleri geride kalması, otomatikman, iyi günlerin de habercisi oluyor...