Futbolun engellisi, engelsizi ne demek?

Futbolun içinden çıkılmaz hale dönüştürülmesine son halka A Milli Futbol takımının Avrupa Eleme grubunda İzlanda’ya 3-0 yenilmesi oldu. Spor/futbol bir netice ‘oyunu’ ise, toplum olarak bu tür...

Futbolun içinden çıkılmaz hale dönüştürülmesine son halka A Milli Futbol takımının Avrupa Eleme grubunda İzlanda’ya 3-0 yenilmesi oldu. Spor/futbol bir netice ‘oyunu’ ise, toplum olarak bu tür sonuçlara üzülmemek gerek. ‘Ve bu dünya hayatı oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir (Ankebût-64)’ Ayet-i Kerimesini hatırladığımızda ise, futbol başta olmak üzere sporun bu sürecin (eğlence/oyun) önemli bir parçası olmasını idrak etmek durumundayız. Madem kamuoyunun ilgi alanı olmasından dolayı bizi ilgilendiren konu ise, ortaya çıkan ‘yenilgiler’ tablosunun nedenlerinin,  düşünülmeyecek derecede ‘ucuza’ bir o kadar sıradan olması. ‘Alınması somut dersler ne olabilir?’ sorusuna ise, en güzel cevap, engel tanımayan Milli Takımlarımızı gösterebiliriz... 

VURAL VE MİLLİ FUTBOLCUYA TOKAT

Eğer söz konusu ay-yıldız, eğer söz konu ülke menfaatleri ise futbolda bizi temsil eden milli takım için söyleyecek birkaç sözümüz olmalı elbette! İzlanda maçında ortaya çıkan tablo, sadece Milli Takım düzeyinde değil de, futbol başta olmak üzere ülke sporunun ortaya koyduğu ‘umutsuz’ tablonun nedenlerini açıklık kazandırıyor. Rumen teknik adam maçı tribünde izliyor. Neden ise çok vahim; ‘Ceza almış.’ Sorsanız neden aldığını, alacağınız cevap ‘hak’ aramak olacaktır. Gerçekçi olalım! Yenik durumdayken, topu taca atmanın, zaman kaybetmekten başka ne faydası olur ki? Lucescu eğer hak arayacak ise, takımına maç kazandırmayı öğretecek. Şimdi daha mı iyi oldu. Bir başka konu yılların teknik direktörü Yılmaz Vural ise yayıncı kuruluşuna İzlanda maçını yorumlaması. Kendi saha ve seyircimiz önünde, Milli Takımın yabancı bir Teknik direktörün cezası nedeniyle eli cebinde izlediği maçın, farklı skorda aleyhimize sonuçlanması, yıllar önce Yılmaz hocayla yaptığımız bir röportajımızı hatırlattı. Kendisine şunu sormuştum; ‘Yedek kulübesini tekmelemeniz, futbolcuya tokat atmanız, maça aşırı motivasyondan kaynaklanan bilinçsizce hareketler mi?’ Hocamızın verdiği cevap gayet açık ve netti; ‘Olur mu öyle şey! İki Spor Akademisi bitirmiş bir kişi olarak, ben bunun (motivasyonun) dersini okumuş birisi olarak, yaptığım istem dışı değil, bilinçli bir hareket.’ Açıklama ve yaşananlara istinaden şimdi soruyorum; ‘Yılmaz Vural yorumcu değil de, saha kenarında olsa, attığı tokat kimi kendine getirirdi?.’        

NEDEN İNADINA ENGELLİLER VE 

SPOR DİYORUZ? 

Milli Takımda başarısız süreç yaşanıla, bu süreçten çıkış yolu aranıla dursun, sporda örnek alınması gereken ‘engelliler’ süreci var. 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sürdürülebilir ‘özel gereksinimli’ spor faaliyetleri ve TFF örneği 21 Nisan 2024 | 28 Okunma Paris Olimpiyatları, Hera tapınağı ve Gazze katliamı… 19 Nisan 2024 | 38 Okunma TFF’ye yabancı başkan (mı!) 17 Nisan 2024 | 99 Okunma Seçim sonrası CHP’li belediyeler, özel gereksinimli bireyler ve spor 14 Nisan 2024 | 41 Okunma Sporla gençliğimiz ve geleceğimizi kâbusa dönüştürmeyelim!.. 12 Nisan 2024 | 53 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar