Kim toprak gaspı yapıyor?

ABD Başkanı Trump Güney Afrika’ya yapılan yardımları askıya aldı. Trump’ın gerekçesiyse Güney Afrika yönetiminin Beyaz yerleşimcilere ait bazı topraklara el koymasıymış. Aslında mesele, 1994’te resmen son bulan “Beyaz Irkçı rejim” in(Apartheid) toprak mülkiyetinden kaynaklanıyor. Sömürgeci Avrupalı yerleşimciler Güney Afrika topraklarına cebren el koymuştular. “Apartheid” son bulmuşsa da “toprak rejimi” büyük ölçüde aynı kalmıştı. Ülkede yüzde 9 civarındaki “ Beyazlar ” işlenebilir toprakların

https://w.soundcloud.com/player/?url=https%3A//api.soundcloud.com/trac

ABD Başkanı Trump Güney Afrika’ya yapılan yardımları askıya aldı. Trump’ın gerekçesiyse Güney Afrika yönetiminin Beyaz yerleşimcilere ait bazı topraklara el koymasıymış. Aslında mesele, 1994’te resmen son bulan “Beyaz Irkçı rejim”in(Apartheid) toprak mülkiyetinden kaynaklanıyor. Sömürgeci Avrupalı yerleşimciler Güney Afrika topraklarına cebren el koymuştular. “Apartheid” son bulmuşsa da “toprak rejimi” büyük ölçüde aynı kalmıştı.

Ülkede yüzde 9 civarındaki “Beyazlar” işlenebilir toprakların yüzde 75’ini kontrol ediyorlar. Ülkenin adil bir toprak rejimine ihtiyacı olduğundan yönetim bazı düzenlemeler yapıyor. Trump bu düzenlemeleri ‘gasp’ olarak niteliyor. Güney Afrika Yönetimiyse bu düzenlemeleri bir “el koyma” aracı değil, anayasanın öngördüğü şekilde halkın eşit ve hakkaniyetli bir şekilde toprağa erişimini sağlayan anayasal bakımdan zorunlu bir yasal süreç olarak niteliyor.

Trump 90 günlük bir inceleme süreci tamamlanıncaya kadar, İsrail ve Mısır hariç, ABD’nin tüm dış yardımlarını durdurmuştu. Bu karar Ukrayna’ya ve Sudan’a yapılan insani yardımları da olumsuz etkileyecek. Dış İşleri Bakanı Marco Rubio yardımların durdurulmasına ilişkin olarak yaptığı bir açıklamadaysa “ABD hükümeti bir hayır kuruluşu değildir” diyordu.

ABD’nin dış yardımlarının büyük kısmınıysa Dış İşleri Bakanlığı’nda özerk olarak çalışan “Uluslararası kalkınma Ajansı(USAID”) yürütüyor. Sağlıktan tarıma, eğitimden insanî yardıma kadar birçok alanda faaliyet gösteren “USAID” Amerikan diplomasisinin “halkla ilişkiler çalışması” olarak öne çıkmıştı. Güney Afrika ise “USAID”in “PEPFAR””sağlık girişimi tarafından üstlenilen “HIV(İnsan bağışıklığı yetmezliği virüsü)” programı kapsamında yardım alıyor. Bu programdan dünyanın bir çok ülkesinden milyonlarca HIV hastası yararlanıyordu.

“Küresel Sağlık Güvenliği ve Diplomasi Bürosu” tarafından yönetilen “PEPFAR” çocuk felci, menenjit ve sıtma gibi hastalıklarla mücadelede de rol oynuyor. PEPFAR’ın bu yılki bütçesi 7.5 milyar dolar. USAID’in tüm yardımlarını içeren yıllık bütçesiyse 40 milyar doları geçiyor.

USAID’in kapatılması veya tırpanlanması halinde binlerce kişi işini kaybedecek. Daha şimdiden izne çıkarmalar ve görevden almalar başladı. Yönetim sadece finansmanı dondurmakla kalmadı, PEPFAR’ın veri sistemini de erişime kapattı. ABD Kongresindeki Demokratlar ise Kongre tarafından finanse edilen bağımsız bir kurumu kapatmanın yasal olmadığını, USAID’in çalışmalarının ulusal güvenlik için hayati önem taşıdığını savunuyorlar.

Trump’ın bütçede kesintiler yapmak için kurduğu “Hükümet Verimliliği Bakanlığı”nın eş Başkanı, Güney Afrika kökenli Elon Musk. Dış yardımların durdurulmasında rol oynayan Musk “X” hesabından yaptığı bir paylaşımda, “USAID bir suç örgütü. Ölme zamanı geldi” dedi.

Meselenin bir diğer boyutuysa, Trump’ın Güney Afrika’yla ilgili gerekçesi. Trump NATO’da müttefiki olan Danimarka’ya ait Grönland adasının ABD’ye satılmasını istiyor. Trump Grönland’ın ABD’nin kontrolü altında olması için zor kullanma seçeneğini de dışlamamıştı.

Acaba Trump, soykırım yapan İsrail hakkında “Uluslararası Adalet Divanı”na başvurduğu için mi Güney Afrika Cumhuriyeti’ni cezalandırmak istiyor? Hatırlayacak olur iseniz İsrail, ABD Kongresi üyelerinden Güney Afrika’ya baskı yapmalarını istemişti. Kongre’deki çoğu Cumhuriyetçi olmak üzere İsrail yanlısı şahinlerse Güney Afrika’ya ateş püskürmüştüler.

Güney Afrika Cumhuriyeti’ni ‘toprak gaspı’ yapmakla itham eden Trump, Filistinlilere ait Gazze’nin boşaltılması için Ürdün ve Mısır’a baskı yapıyor. Trump, ilk döneminde Suriye’ye ait Golan Tepeleri’nin İsrail tarafından ilhâk edilmesini resmen onaylamıştı. Trump İsrail’in Batı Şeria’da yasa dışı yerleşimleri genişletmesine de yeşil ışık yakmıştı. Trump’ın ikinci döneminde ilk yaptığı icraatlardan birisiyse Biden’ın Batı Şeria’da Filistinlilere şiddet uygulayan birkaç yerleşimciye getirdiği göstermelik yaptırımları kaldırmak olmuştu.

Trump’a göre dış politikada ve uluslararası sistemde önemli olan tek bir değişken vardır, o da “güç”tür. Bu yaklaşım “Güçlüler elinden geleni yapar, zayıflar ise çekmesi gerekeni çeker” dünyasına işaret ediyor. Bir ülkenin dışarıya yansıttığı gücün niteliği dünyaya nasıl bir devlet olduğunu gösterir. Trump kimi isterse suçlayıp cezalandırma, kimi isterse işlediği suçlardan muaf sayma hakkına sahip olduğu vehmine kapılmış görünüyor. Trump böyle bir dünyanın sürdürülebilir olduğuna inanıyorsa fena halde yanılıyor. ABD ‘dünyanın efendisi’ değil.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kim toprak gaspı yapıyor? 04 Şubat 2025 | 400 Okunma ABD Suriye’den ne zaman çekilecek? 02 Şubat 2025 | 149 Okunma Trump’ın Gazze’yi görme biçimi 28 Ocak 2025 | 99 Okunma Amerika çıplak! 26 Ocak 2025 | 82 Okunma ABD’nin sırtındaki ağır yük.. 21 Ocak 2025 | 129 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar