“Kaşıkçı Cinayeti” Trump’ı zorluyor!

Obama döneminde ABD ve Suudiler arasındaki ‘kötü ilişki’ durumu Trump yönetimiyle birlikte değişti. Trump’ın “İran Nükleer Anlaşması”nı bozması Riyad’ı çok mutlu etti. Trump...

Obama döneminde ABD ve Suudiler arasındaki ‘kötü ilişki’ durumu Trump yönetimiyle birlikte değişti. Trump’ın “İran Nükleer Anlaşması”nı bozması Riyad’ı çok mutlu etti. Trump Suudiler ile 110 milyar dolarlık silah anlaşması imzaladı. Trump’ın damadı ve danışmanı Jared Kushner ise Suudi Kraliyet Prensi Muhammed Bin Selman’ın diğer prenslere galebe çalmasında önemli rol oynadı. Suudi Hükümeti ayrıca, Prens Muhammed’in yeni bir imaj çalışması için ABD’deki lobi şirketlerine de milyonlarca dolar aktardılar.

Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın Riyad’ın İstanbul Başkonsolosluğunda sırra kadem basması bütün bu imaj çalışmasını çöpe gönderebilir. Ilımlı bir muhalif olan Kaşıkçı’nın korkunç bir cinayete kurban gittiğine dair kuvvetli emarelerin bulunması Trump yönetimini Riyad ile mutlu ilişkisini gözden geçirmeye doğru sürüklüyor. ABD’de ikamet eden Kaşıkçı “Washington Post” gazetesinde yazıyordu. Suudilerden gelecek 110 milyar doları kaybetmek istemeyen Trump, ana akım medyanın ve ABD Kongresinin baskısı karşısında zor durumda.

Cumhuriyetçi ve Demokrat 22 Senatör Trump’a mektup göndererek Kaşıkçının akıbetinin soruşturulmasını talep etti. Senatörler Riyad’tan tatmin edici cevaplar alınmaması durumunda yaptırım içeren bir yasanın işleme konulmasını da istiyorlar. Senato Dış İşleri Komitesi’nin Başkanı Bob Corker’ın imzacılar arasında yer alması Trump üzerindeki baskıyı artırıyor. ABD medyasının önde gelen temsilcileri ve yatırımcıları, 23-25 Ekim günleri arasında Riyad’ta yapılacak “Geleceğe Yatırım Girişimi Konferansı”ndan birer ikişer çekiliyor. Riyad’a hizmet veren lobi şirketleriyse ‘ateşteki kestane’den uzak durmaya çalışıyorlar.

ABD Kongresi’nde Trump’ın Riyad ile ittifakına sıcak bakmayanlar hep vardı. Riyad’ın hem ABD silahlarını Yemen’de kullanması, hem de Pentagon’un Suudilere lojistik destek vermesi eleştiri konusu ediliyordu. Demokrat Bernie Sanders ve bazı Cumhuriyetçi Senatörler Riyad’a silah satışlarının durdurulması için bastırıyorlardı. Kongre bu yönde karar almayı reddetmiş, Trump ise büyükelçilerden silah satışlarını artırmaya öncelik vermelerini istemişti.

Riyad’ın Batı dünyasındaki müttefikleri Prens Muhammed’i ‘yeni ılımlı İslam’ modelinin öncüsü olarak gördükleri için “Kaşıkçı vakası”nı nereye koyacaklarını bilemiyorlar. Üstüne üstlük, ABD istihbaratının Suudilerin Kaşıkçıyı kaçırmak için operasyon hazırlığı içinde olduklarına dair duyumlar aldığı ortaya çıktı. Öte yandan Almanya’da sürgünde yaşayan Suudi Prensi Halit bin Farhan el-Suud da kaçırılma girişimiyle yüz yüze geldiğini söyledi. İngiliz gazetesi “İndependent”a konuşan Prens, Kaşıkçı’nın kaybolmasından on gün önce bir takım vaatlerle Mısır’daki Suudi Büyükelçiliğine yönlendirilmek istenmiş. Prens, “Suudi makamları, Suudi büyükelçiliğinde onlarla yüz yüze görüşmem gerektiğini söylediler, ancak her seferinde reddettim. Büyükelçiliğe gidersem ne olabileceğini biliyorum” diyor.

Kaşıkçı’nın ABD veya İngiltere’deki herhangi bir Suudi Konsolosluğunda kaybolması yahut bir operasyonla kaçırılması halinde neler olabileceğini bir düşünün. İngiltere’de yaşayan eski Rus ajanlarından Sergey Skripal’a sinir gazıyla suikast girişiminde bulunduğu iddiasıyla Rus hükümeti suçlanmıştı. İngiltere, ABD ve diğer birçok ülkede yüzden fazla Rus diplomatı sınır dışı edilmişti. Öte yandan İngiltere ve ABD, Rusya’ya ağır yaptırım kararları da almışlardı.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
İnsafsız takas! 23 Nisan 2024 | 59 Okunma ABD yine şaşırtmadı! 21 Nisan 2024 | 56 Okunma “Ayı kucaklaması” sonuç verecek mi? 16 Nisan 2024 | 323 Okunma Yalancı gözler! 14 Nisan 2024 | 56 Okunma Biden cephesinde yeni bir şey yok… 09 Nisan 2024 | 43 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar