YÖK bindiği dalı kesiyor

YÖK’ü kuruluş yıllarından bu yana 40 yılı aşkın süredir yakından izliyorum. Tam taşlar yerli yerine oturuyor derken bir anda her şey toz duman oluyor. Gelen her Başkan kendine göre bir kadro ve kendine göre...

YÖK’ü kuruluş yıllarından bu yana 40 yılı aşkın süredir yakından izliyorum. Tam taşlar yerli yerine oturuyor derken bir anda her şey toz duman oluyor. Gelen her Başkan kendine göre bir kadro ve kendine göre bir düzen oturtmaya çalıştığı için kurumsal hafıza diye bir şey kalmadı.  MEB ve ÖSYM’de de olduğu gibi pek çok karar daha mürekkebi kurumadan ya iptal ediliyor ya da değiştiriliyor. Bazen de öylesine çelişkiler yaşanıyor ki “Böylesi devasa kurumlar, böylesi hataları nasıl yapar” demekten kendinizi alamıyorsunuz… Hatırlanacağı gibi son yıllarda üniversitelerdeki yabancı öğrenci sayımızı artırmak için kapılarımızı ve imkânlarımızı sonuna kadar açtık. Ciddi sayılara ulaştık. Öğrenci kalitesi dibe vursa da artan sayılarla övündük. Madalyonun bir yüzünde böylesi bir tablo öteki yüzünde ise daha da vahim gidişat söz konusu… Kendi kendini tanıyor YÖK, geçtiğimiz hafta kalite adına öne çıkan çok önemli 4 kural getirdi. 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Atama, obezite ve boşvermişlik 26 Nisan 2024 | 194 Okunma Müthiş bir dernek ve 5. Sanayi Devrimi (2) 24 Nisan 2024 | 204 Okunma 4. Sanayi Devrimi, bir dernek ve bir kıvılcım (1) 21 Nisan 2024 | 77 Okunma Köy Enstitüleri ve öğretmen atamaları 19 Nisan 2024 | 262 Okunma Değişim şart ama nasıl bir değişim? 17 Nisan 2024 | 213 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar