Depreme şaşı bakış
Sanki deprem kuşağında değilmişiz gibi, sanki binlerce yıldır defalarca yerle bir olmamışız gibi, sanki olası depremlere fazlasıyla hazırmışız gibi hâlâ hamaset nutuklarının ötesine...
Sanki deprem kuşağında değilmişiz gibi, sanki binlerce yıldır defalarca yerle bir olmamışız gibi, sanki olası depremlere fazlasıyla hazırmışız gibi hâlâ hamaset nutuklarının ötesine geçemiyoruz.Olası Büyük İstanbul Depremi, sadece İstanbul için değil ülkemiz için bir “beka” sorunu ise daha neyi bekliyoruz?..Depremle ilgili bilinen tek gerçek özellikle büyük depremlerin periyodik olarak gerçekleşmesi. İstanbul’da da her 100, 150 yılda bir büyük deprem olmuş. Bu gerçek onlarca yıldır dile getiriliyor ama bu durum ne devlet nezdinde ne de halk nezdinde bir türlü ciddiye alınmıyor.1990’lı yıllardan itibaren söz konusu durum sürekli olarak dile getirildi. Üniversitelerin, bilim insanlarının ve sivil toplum örgütlerinin dilinde tüy bitti ama biz hâlâ olayın farkında değiliz.Deprem sonrasında harcadığımız eforu, deprem öncesinde göstersek belki de bu felaketlerin, bu acıların çok azı yaşanacak ama hâlâ gerçeği görmemek için sabrımızın son anına kadar direniyoruz. Kabahatli aramıyoruz çünkü kabahatli istisnasız hepimiziz. Devletin bu konuda bir politikası yok, iktidar ve muhalefet seçim derdinde, halk ”Ben bu yükün altından kalkamam” diyor. Üniversiteler, bilim insanları ve sivil toplum...