Türkiye için savaş nedeni; Aşil Kalkanı planı devreye alındı

Yunan basını, bu yeni doktrinin Yunanistan’ın ilk deniz mekânsal planlamasını resmî olarak sunmasıyla eş zamanlı olarak yürürlüğe girdiğini yazdı. Söz konusu plan, Ege’deki bazı bölgelerde karasularını 12 mile çıkarma hedefi taşıyor ve Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) ilanlarını kapsıyor. Türkiye’nin bu adımı “casus belli”, yani savaş nedeni olarak gördüğü biliniyor.

Aşil Kalkanı Doktrini Neyi Kapsıyor?

Haftalık Simerini gazetesine göre, plan dört bölgeye ayrılan bir deniz düzenlemesini içeriyor: Kuzey Ege, Oniki Adalar-Girit, Peloponez ve İyonya kıyıları. Enerji altyapıları, deniz altı kabloları, çevre koruma ve insani faaliyetlere dair düzenlemeler bu planın parçası.

Genişleyen İttifak: 3+1 Formülü

Yunanistan, Güney Kıbrıs, İsrail ve ABD’nin oluşturduğu stratejik ortaklık sadece enerjiyle sınırlı kalmayıp, Türkiye’ye karşı askeri caydırıcılığı da içerecek şekilde genişledi. İsrail, Yunanistan’ın Suda ve Dedeağaç üslerine ileri teknoloji ve savunma sistemleri desteği sağlarken, Güney Kıbrıs güvenlik altyapısını programlarla güçlendiriyor.

Donanma ve Füze Modernizasyonu

Yunanistan, Elbit Systems'tan 38 adet PULS füze sistemi alırken, Fransa’dan da 16 EXOCET gemi savar füze siparişi verdi. Envanterdeki Belharra tipi firkateynlerin sayısı artırılıyor. Ayrıca, yeni alınacak 5. nesil savaş uçaklarıyla Ege’de hava üstünlüğü hedefleniyor.

Deniz Yetki Alanı Hamlesi

Kathimerini’ye göre, Yunanistan şimdilik iki ayrı bölgede MEB ilan etti. Biri Güneyde Girit ve çevresi, diğeri ise İtalya ile yapılan deniz yetki sınır anlaşmaları temelinde. Libya ile deniz sınırları konusunda geçmişte yaşanan gerilimler dikkate alınarak, Sirte Körfezi’nin uluslararası deniz hukukuna uygun biçimde haritalandığı belirtildi.

Megisti ve Doğu Akdeniz Dengesi

Megisti (Meis), Ro, Strongili ve civar adacıkların kıta sahanlığına dahil edilmesiyle, Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ın Doğu Akdeniz’deki sınırlarının birleştiği gösteriliyor. Güney Kıbrıs’ın 2019’da BM’ye sunduğu MEB haritası ile Yunanistan’ın yeni mekânsal planlaması çakışıyor.

Yunanistan’ın bu hamleleri, Türkiye açısından sadece diplomatik bir sorun değil, aynı zamanda egemenlik haklarını hedef alan kapsamlı bir strateji olarak değerlendiriliyor. Gözler şimdi, Türkiye'nin bu adımlara karşı vereceği yanıt üzerinde.