POPÜLER YAZILAR







Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’nun, 47 sayfalık gerekçesi teğmenlere yazılı olarak tebliğ edilmiştir.
Karar gerekçesinde, teğmenlerin yemine ilişkin metni önceden planladıkları ve disiplin amirlerinin uyarılarına rağmen, tören sonrasında da emirlerin aksine hareket ettikleri ifade edilmiştir. Bu eylemin, TSK’nın itibarını zedeleyerek toplumda ayrışmaya neden olduğu vurgulanmıştır. Özellikle, Ebru Eroğlu’na ilişkin detaylara yer verilerek, kendisinin andın içeriğinde yapılacak değişiklikleri protesto etmek amacıyla planlama yaptığına işaret edilmiştir.
Değer Algısının Zedelenmesi: Teğmenlerin, tören öncesi başlayan süreç içerisinde, resmi yeminin okunma biçiminin değiştirilmesine yönelik planlama yaparak, TSK’nın temel değerlerine zarar verdikleri ve bu durumun toplumda karşıtlık uyandıracağı belirtilmiştir.
Protest Eyleminin Nitelendirilmesi: “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” ifadesinin, amaç dışı ve protest bir tavırla kullanılması, ifadenin değerinin düşmesine ve TSK’nın tartışılır hale gelmesine neden olduğu tespit edilmiştir.
Hizmete Engel Olarak Değerlendirme: Yapılan değerlendirmede, gerçekleşen eylemin asker yeminine bağlılık ilkesini zedeleyebileceği ve bu durumun, TSK Disiplin Kanunu’nun 6413 sayılı ve 20/1. maddenin c fıkrası gereğince “hizmete engel davranışta bulunmak” kapsamında disiplinsizlik oluşturduğu sonucuna varılmıştır.
Yüksek Disiplin Kurulu’nun beş üyesinin oy çokluğuyla alınan karara karşı, dört üye tarafından yazılan karşı oy gerekçesinde;
30 Ağustos’taki resmi tören kapsamında, yürürlükte bulunan yönergeye uygun olarak yeminin okunduğu, ancak tören bitiminde yemine ilişkin herhangi bir ek emrin bulunmadığının altı çizilmiştir.
Resmi tören sonrasında kullanılan “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” söyleminin, Anayasa’nın 2. maddesi ve Harp Okulları Kanunu hükümleri uyarınca hukuka uygun olduğu savunulmuştur.
Bir önceki gece gerçekleştirilen kutlama sırasında benzer bir eylemin plansız olarak da olsa gerçekleştiğinin değerlendirilmesiyle, bu tür davranışların devlet ve TSK’nın itibarına zarar verecek nitelikte olmadığı, dolayısıyla ağır suç veya disiplinsizlik kapsamında değerlendirilemeyeceği öne sürülmüştür.
Sonuç olarak, söz konusu eylemin “hizmete engel davranış” kapsamında değerlendirilmeyeceği, orantılılık, gereklilik, elverişlilik ve ölçülülük ilkelerine uygunluk açısından Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası verilmemesi gerektiği yönünde görüş bildirilmiştir.
Kaynak: ANKA