POPÜLER YAZILAR







Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, bu depremin ardından yaptığı çarpıcı açıklamalarda, uzun yıllardır önemle uyardığı Kumburgaz Fayı üzerinde beklenen daha büyük bir depremin olasılığının artığını belirtti. Ona göre, 6.2'lik bu depremin ardından 7.2 ila 7.5 arasında büyük bir deprem bekleniyor.
1999 Gölcük Depremi sonrasında Marmara Bölgesi'nde biriken stresi uzun yıllardır vurgulayan Prof. Dr. Görür, Silivri açıklarındaki son depremin bu riskin somut bir kanıtı olduğunu ifade ediyor. Özellikle Adalar Fayı ile Kumburgaz Fayı'nın birlikte kırılmasının, çok daha büyük yıkıcı sonuçlar doğurabileceği belirtiliyor.
Görür'"Üçk bir depremin büyük bir depremin öncüsü olabileceğine" dikkat çekerek, İstanbul'da ciddi önlemler alınması gerektiğini vurguluyor.
Ne yazık ki Prof. Dr. Naci Görür'e göre, İstanbul büyük bir depreme kesinlikle hazır değil. 25 yıl boyunca yapılan çalışmalar kentsel dönüşüm gibi göstermelik çabalarla sınırlı kaldı. Deprem dirençli bir şehir yaratmak için çok daha köklü, sistemli ve bilimsel tabanlı adımlara ihtiyaç olduğunu belirtiyor.
Görür'ün tanımına göre, deprem dirençli kent, büyük depremleri minimum kayıpla atlatabilen, afete dönüşmeyen bir yapıya sahip şehirdir. Japonya, Endonezya, Tayvan ve Şili gibi ülkelerde örneklerini görüdüğümüz bu yapılar, depremleri büyük kayıplar yaşamadan atlatabiliyor.
Bunun için sadece bina yenilemek yetmiyor. Şu alanlarda sistemli düzeltmeler gerekiyor:
Yönetim: Etkin ve şeffaf kriz yönetimi.
Halk: Deprem farkındalığı ve bilinçlendirme.
Altyapı: Dayanıklı yol, su, elektrik sistemleri.
Yapı Stoku: Sadece yeni bina değil, mevcut binaların güçlendirilmesi.
Ekosistem-Çevre: Doğal alanların korunması.
Ekonomi: Kriz anları için sürekli kaynak ayrılması.
Bu bileşenler arasındaki koordinasyonun sağlanması şart. Görür'ün önerdiği gibi, "Afet Bakanlığı" kurularak liyakatli personelle sistemli bir yönetim sağlanabilir.
Prof. Dr. Görür, mevcut kentsel dönüşüm anlayışını sert bir dille eleştiriyor. Ona göre, bu sadece "rant odaklı" bir dönüşüm. Gerçekte kentin altyapısı, sosyal yapısı ve doğal dengesi göz ardı ediliyor. Gerçek bir deprem dirençli kent için sadece yapı stoku değil, bütün şehir sisteminin güçlendirilmesi gerekiyor.
Son dönemde bazı sosyal medya iddialarına göre, Prof. Dr. Naci Görür'"deprem korkusu yayarak çıkar elde ettiği" öne sürüldü. Ancak Görür bu iddiaları kesin bir dille yalanladı. İnşaat firmalarıyla reklam ilişkisi olmadığını, öğrencilerinin başarılarını desteklemek adına şantiye ziyaretinde bulunduğunu açıkladı.
Öte yandan, Elazığ'ın Sivrice ilçesinde yaşanan 4.9 büyüklüğündeki depreme ilişkin de yorum yapan Görür, "Büyük bir deprem beklemiyoruz, rahatlıkla yaşayabilirsiniz" diyerek vatandaşı rahatlattı.
Bu depremin, önceden bilinen bir fay üzerinde ve 5-6 büyüklüğünde deprem üretebilecek bir segmentte meydana geldiğini belirtti.
Prof. Dr. Naci Görür'ün uyarısına göre, şu anda dikkat edilmesi gereken bölgeler:
İzmir: 15-16 aktif fay hattı var. Mikro bölgeleme ve paleosismolojik çalışmalara acil ihtiyaç var.
Tunceli - Yedisu Fayı: Doğu Anadolu Fayı üzerinde büyük risk.
Bingöl - Karlıova - Erzincan: Önemli sismik aktivite bölgeleri.
Hakkâri ve Bindirme Kuşağı: Yüksek risk taşıyan alanlar arasında.
Hazırlayan: Gazeteoku.com