POPÜLER YAZILAR







Savunma alanında dışa bağımlılığı azaltmayı hedefleyen bu proje, Türk savunma sanayiinin geldiği noktayı gözler önüne seriyor. Yabancı basın da Altay'ı dikkatle takip ediyor ve bu gelişmeyi Türkiye’nin savunma sanayi özerkliği yolunda “kritik bir kırılma anı” olarak değerlendiriyor.
2018 yılında başlatılan Altay tankı projesi, motor ve şanzıman sistemleri dahil olmak üzere bileşenlerin büyük çoğunluğunu yerli olarak üretme hedefiyle tasarlandı. Bu doğrultuda projenin yüzde 95 oranında yerli üretimle tamamlanması planlanıyor. Altay’ın, hem iç güvenlik hem de ihracat açısından kritik bir platforma dönüşmesi bekleniyor.
Proje, Türkiye'nin önde gelen savunma sanayii şirketlerini tek çatı altında buluşturuyor. SSB ve BMC arasında imzalanan sözleşmeye göre ilk etapta 250 adet tank üretilecek; toplam hedef ise bin adede kadar çıkabilecek.
Aselsan: Elektronik sistemleri geliştiriyor.
Roketsan: Zırh modülleri ve aktif koruma sistemlerinden sorumlu.
Havelsan: Yazılım ve eğitim simülasyon altyapısını sağlıyor.
MKE: Ana silah üretimini üstleniyor.
Altay’ın ilk teslim edilecek versiyonu olan T1, aktif koruma sistemi ve modüler zırh sistemiyle donatıldı. Geliştirme sürecindeki T2 versiyonunda mobil kamuflaj, lazer güdümlü atış yeteneği ve izole mühimmat bölmesi gibi ileri özellikler bulunuyor. Uzun vadede beklenen T3 versiyonu ise otomatik yükleme sistemi ve uzaktan kumandalı taret ile gelecek.
Altay’ın ana silahı, MKE imzasını taşıyan 120 mm L55 yivsiz top. Tankın koruma altyapısı ise Roketsan’ın geliştirdiği modüler kompozit zırh sistemi üzerine kurulu. Bu sistem, hem kinetik mühimmatlara hem de şekilli şarjlı tehditlere karşı etkin savunma sağlıyor. Spall astarı ve aktif koruma bileşenleri, zırhın etkinliğini artırıyor.