TARİH 27 Ekim 2002...
Dönemin Ege Ordu Komutanı Hurşit Tolon, Bergama'daki Ovacık Altın
Madenini ziyaret eder...
Madeni işleten Normandy'nin yetkililerinden brifing alır...
Türkiye'de 300 milyar dolarlık altın rezervi bulunmaktadır...
Ancak devlet ilginç bir şekilde bu altını çıkarmamaktadır. Özel
sektörün önü ise Alman vakıfları tarafından finanse edilen sözde
çevre eylemleriyle ustaca kesilmektedir.
Toprağın altındaki servet öylece dururken Türkiye yılda 200 ton
altın ithal etmektedir!
Sonradan FETÖ'nün Ergenekon'dan tutuklattığı Tolon, duyduklarına
çok şaşırır.
Çevrecilerin Bergama'dan kovmaya çalıştığı Normandy'nin
yetkililerine plaket verir, işlerine devam etmelerini ister...
Tolon'un ziyaretinden sadece 20 gün sonra "Alman Vakıfları ve
Bergama Dosyası" adlı kitabın yazarı Necip Hablemitoğlu, Ankara'da
öldürülür...
Bir FETÖ suikastına kurban gittiği yıllar sonra ortaya çıkan
Hablemitoğlu'nun o kitapta ortaya koyduğu tez özetle
şöyledir...
- Bergama'da altın aranmasına direnen bazı köylüler ve onlara
destek çıkan sözde çevreciler aslında bir Alman komplosunun
parçasıdır.- Elinde ciddi bir altın rezervi bulunan Almanya
'rekabet' kaygısıyla Türkiye gibi zengin rezervlere sahip ülkelerin
altın çıkarmasını istememektedir.- Alman vakıfları yöre insanını
örgütlemiş ve çevrecilik kisvesiyle Türkiye'nin altın üretmesini
engellemektedirler.
Almanlar aslında Bergama'nın altında yatan büyük serveti
Hablemitoğlu'ndan çok daha önce keşfetmiştir.Federal Almanya
İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Bakanlığı tarafından hazırlanan Ocak
1990 tarihli 'Türkiye'de Altın Konsepti' raporunda şu ifade yer
almaktadır:
"Eurogold Şirketi'nce Bergama- Ovacık'ta bulunduğu açıklanan altın
yatağı, Almanya açısından göz ardı edilmemesi gereken çok önemli
bir gelişme olarak algılanmalıdır." 2000'li yılların başlarında
Bergama'daki altın rezervleri birilerinin daha dikkatine
çeker...
FETÖ'nün 1 numaralı finansörü Akın İpek, 2005 yılında 44.5 milyon
dolar gibi komik bir bedelle Ovacık madenlerini satın alır.
İlginçtir, madenlerin FETÖ'ye geçmesiyle beraber Bergama'daki çevre
eylemleri bıçak gibi kesilir...
Siyanüre karşı olan sözde çevreciler, Akın İpek'in yasal sınırların
üzerinde siyanür kullanarak madencilik yapmasına niyeyse ses
çıkarmaz...
İpek'e ait Koza Altın İşletmeleri birden bire sektörün en
büyüklerinden biri haline gelir.
Bergama'daki madenlerini yok pahasına Koza'ya satan Newmont Mining
Corparation, 2010 yılında sürpriz bir şekilde Türkiye'den çekilme
kararı alır.
Türkiye genelindeki 63 ruhsat sahası dahil tüm altın projelerini ve
araştırma verilerini de 8.5 milyon dolara Koza'ya satar... Üstelik
taksitle!
Hikayenin devamını uzun uzun anlatmaya gerek yok.
Altın işine girmeden önce Ankara'da düğün davetiyesi basan Akın
İpek, Bergama'dan çıkardığı altınlarla hem örgütü finanse eder hem
de servetine servet katar.
MASAK raporuna göre sadece Bahreyn, Malta ve Kıbrıs'taki hesaplara
usulsüz olarak transfer ettiği paranın miktarı 7 milyar 40 milyon
dolardır.
Bergama'nın hikayesi böyle... Emin olun Kaz Dağları'nın hikayesi de
buna çok benziyor.
Senaryo yine aynı. Belki bu kez perde arkasında FETÖ yok ama
çevreci hassasiyeti kaşıyanların yabancı istihbarat servisleri
olduğundan hiç şüpheniz olmasın.