İlk ittifakı AK Parti ile MHP kurdu. 2018 seçimleri
yaklaşıyordu. Herhangi bir partinin tek başına Meclis’te çoğunluğu
sağlamayacağı, hiçbir adayın cumhurbaşkanı seçimini birinci turda
kazanamayacağı düşünülüyordu.
AK Parti-MHP ittifakı yeni sistemin getirdiği yüzde 50 barajını
aşmak için gerekli bir tedbirdi.
Bir tek oy bile kıymetliydi. Bu yüzden Cumhurbaşkanı Erdoğan, az
çok demedi BBP’yi de ittifaka dahil etti.
Saadet Partisi’ni ittifak içine almak için de uğraştı. Rahmetli
Oğuzhan Asiltürk’le birkaç görüşme yaptı. Fakat bir netice hasıl
edemedi.
Cumhur İttifakı’nın kuruluşundan iki buçuk ay sonra CHP, İYİ Parti
ve Saadet Partisi ve Demokrat Parti Millet İttifakı’nı
kurdular.
Seçim yakındı. İYİ Parti’nin seçime katılıp katılamayacağı YSK’nın
kararına bağlıydı. Cumhur İttifakı etkileyebilir miydi YSK’yı?
Kimse bundan emin olamazdı.
CHP, İYİ Parti’nin seçime katılmasını tartışma konusu olmaktan
çıkarmak için İYİ Parti’ye 15 milletvekili verdi.
Bu bir siyasi dalavere miydi?
Bir siyasi tedbir miydi?
Konuyu açsan bugün de tartışan olur.
Bir açıdan da CHP’nin İYİ Parti’ye yaptığı bir siyasi jestti.
Fakat bu ittifakı 2018 seçimlerinde kullanamadılar.
O günlerde CHP’nin ve Saadet’in üzerinde durduğu bir ‘ortak aday’
çalışması vardı.