Yusuf Kaplan Yeni Şafak Gazetesi

Tarih yapmak olarak ümmîleşmek

Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Yusuf Kaplan'ın bugünkü (09.12.2022)''Tarih yapmak olarak ümmîleşmek'' başlıklı yazısı.

09 Aralık 2022 | 201 okunma

Türkiye, belirsiz hatta çok tehlikeli bir sürece sürükleniyor… Seçimlere gidiyoruz. Cumhuriyet’in 100. yılında yapılacak seçimler, Türkiye’nin kaderini etkileyecek kadar hayatiyet arzediyor.

Çünkü Türkiye henüz kendine gelemedi, kendini bulamadı ve kendi olamadı.

Olamazdı; çünkü Türkiye, rotasını yitirmiş, raydan çıkmış, freni patlamış bir tren gibi sürükleniyordu: Türkiye’nin zihni yok edilmiş, aklı tutulmuş, ruhu yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştı.

Tanzimat’la yönünü yitiren Türkiye, Cumhuriyet’le yörüngesini kaybetmiş, fırtınalı denizin ortasında oraya buraya sürüklenip duruyordu. Böyle giderse ruhunu da yitirebilirdi…

Korkulan olmak üzere gibi: Türkiye, ruhunu kaybediyor…

Korkulan olmak üzere gibi: Türkiye, ruhunu kaybediyor…

Bu toplumu vareden, bu topluma varlık sebebini veren ve bu toplumun insanlık tarihini yapmasını, şekillendirmesini mümkün kılan anlam haritalarını armağan eden yaratıcı ruhunu ve kurucu iradesini kazandıran İslâm’la, İslâm medeniyetiyle, İslâm’ın sunduğu, bin yıldır insanlığın benzerini henüz geliştiremediği muazzez bir adalet sistemi ve sulh düzeni tesis ederek farklılıklara hiç yüksünmeden, hiçbirini ötekileştirmeden hayat hakkı tanıyan, onlarla birlikte aynı siyasî-hukûkî ve sosyal-kültürel düzende bir öteki icat etme gereği, ilkelliği göstermeden birlikte yaşayan, bunun insanlık çapında, küresel ölçekte en evrensel modelini ve formülünü geliştiren kendi tarihini ve medeniyet dünyasını kaybetmişti Türkiye.

Kendini kaybetmişti. Ruhunu kaybetmek üzereydi. Kendini Kendi kılan anlam haritalarını. Tarih yapmasını mümkün kılan karakterini, şahsiyetini veren Yaratıcı ruhunu ve kurucu iradesini. Mekke’sini ve Medine’sini. Yani mekkesini inşa eden yaratıcı ruhunu, medinesini inşa eden kurucu iradesini yitirmişti.

İKİ EKSEN: “YARATICI” RUH VE KURUCU İRADE
Bir toplumun tarih yapmasını mümkün kılan iki eksen vardı: Birincisi, Dikey eksen, yani yaratıcı ruhu veren Mekke’si. İkincisi de Yatay eksen, yani kurucu iradesini harekete geçirmesini mümkün kılan Medine’si.

Tarih yapmanın, tarihe ruh üflemenin, herkesin kendince nefes alabileceği bir dünya inşa etmenin yolu buradan geçiyordu: Mekke’yi ve Medine’yi ya da Müslüman Zihni’ni ve Müslümanca yaşama Zemini’ni inşa edecek Yaratıcı ruh’la ve kurucu iradeyle donanarak herkese hayat sunan Müslüman Zamanı’ına, Müslüman dünya’sına ulaşma zorlu çabası ortaya koymaktan geçiyordu tarih yapmanın yolu…

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Tek bir zamana/ tarihsizliğe hapsedilmeye başkaldıran adam: Kadir Mısıroğlu 05 Mayıs 2024 | 494 Okunma Gazze direnişi, MTO’nun diriliş yolculuğu ve Almanya çıkarması  03 Mayıs 2024 | 352 Okunma Tarih bizi çağırıyor ama biz birbirimizle boğuşuyoruz! 29 Nisan 2024 | 886 Okunma Batı’da üçüncü dalga İslâm düşmanlığı patlak verebilir mi?  28 Nisan 2024 | 221 Okunma Düşünemeyen insan, Batılı Leviathan düzeni ve İslâm’ın direnişi 26 Nisan 2024 | 277 Okunma