Yusuf Kaplan Yeni Şafak Gazetesi

Haşimî Yayınları’nın Kahire çıkarması...

Bir zamanlar İstanbul ilmin, irfanın ve hikmetin merkeziydi. Bir zamanlar, sadece İslâm medeniyetinin değil, medeniyetin, insanlık tecrübesinin ve birikiminin yükünü biz taşıyorduk; adaleti, hakkaniyeti, sulhü, selâmeti biz...

07 Şubat 2016 | 284 okunma

Bir zamanlar İstanbul ilmin, irfanın ve hikmetin merkeziydi.

Bir zamanlar, sadece İslâm medeniyetinin değil, medeniyetin, insanlık tecrübesinin ve birikiminin yükünü biz taşıyorduk; adaleti, hakkaniyeti, sulhü, selâmeti biz temsil ediyor, insanlığa biz ulaştırıyorduk.

İslâm medeniyetinin atan kalbi, işleyen zihni, yürüyen bedeni, ve'l-hâsıl her şeyi Bağdat'ta Nizamiye Medreseleri'ni biz kurduk.

NİZAMİYE MEDRESELERİ DEVRİMİ

Nizamiye Medreseleri deyip geçmemek gerek: Hem İslâm medeniyetinin birikiminin tedvin, temsil, tenkit ve bütün insanlığa teklif edilmesinde kilit rol oynadı Nizamiye Medreseleri; hem de ölmeye yüzyutan, tarihin çöplüğüne atılan bütün medeniyetlerin birikimlerinin canlandırılmasında, bütün insanlığa ulaştırılmasında diriltici bir işlev gördü.

Ve nihayet, Nizamiye Medreseleri, Haçlılar ve Moğolların gerçekleştirdikleri, her şeyi yakıp yıktıkları saldırılarının İslâm medeniyetine, akîdevî, fikrî ve siyasî bütünlüğüne ölümcül darbeyi vurmasının nihâî olarak önlenmesinde de tarihî bir rol oynadı: Nizamiye Medreseleri'yle Gazâlî'nin öncülüğünde çakıltaşlarının temizlenmesinde, önümüzü açacak diriltici yapıtaşlarının döşenmesinde!

İlke şu: Medeniyet, ilim, irfan ve hikmet sütunları üzerinden yükselen bir hakikat yolculuğu.

Bugün İslâm dünyasında -bütün olumsuzluklara rağmen- Müslümanların İslâm'la ilişkilerinin büsbütün koparılamamış olmasının sırrı burada gizli işte.

Üç asırdır Batı modernliğinin geliştirdiği meydan okuma bütün dinleri, kültürleri, medeniyetleri ya fosilleştirdi ya da tarihten sildi ama Nizamiye Medreseleri'nin Ehl-i Sünnet Omurga'yı ilim, irfan ve hikmet temelleri üzerinden muhkem bir şekilde inşa etmesinden ötürü aynı yıkımı İslâm'a yapamadı.

İnsanlık tarihinin silbaştan yeniden yapıldığı bir süreçte, bizim yeniden tarihî bir yolculuğa soyunabilmemizin yolu ilim, irfan ve hikmet koridorlarından yürüyerek İslâm dünyasını akîdevî, fikrî ve siyasî bütünleşmeye ve atılıma soyunacak temelleri çok iyi atabilmemizden geçiyor.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Tarih bizi çağırıyor ama biz birbirimizle boğuşuyoruz! 29 Nisan 2024 | 850 Okunma Batı’da üçüncü dalga İslâm düşmanlığı patlak verebilir mi?  28 Nisan 2024 | 186 Okunma Düşünemeyen insan, Batılı Leviathan düzeni ve İslâm’ın direnişi 26 Nisan 2024 | 277 Okunma Kendini bil, Rabbini bil, haddini bil. Ya da: Kültürel olarak “iktidar” değilseniz, siyasî olarak iktidar olamazsınız! 22 Nisan 2024 | 1.729 Okunma Fiîlî işgal dönemi bitti, zihnî işgal çağındayız! 21 Nisan 2024 | 249 Okunma