Yusuf Kaplan Yeni Şafak Gazetesi

Dünyanın 50 yılını İngiltere, Rusya ve Türkiye şekillendirecek...

Batı uygarlığı, Atina'da kuruldu, İskenderiye'de dağıldı, Roma'da toparlandı ve Londra'da yeniden kuruldu. En az üç asırdır, Batılıların kurdukları ve yön verdikleri bir “dünya”da...

26 Mart 2017 | 2.560 okunma

Batı uygarlığı, Atina'da kuruldu, İskenderiye'de dağıldı, Roma'da toparlandı ve Londra'da yeniden kuruldu.
En az üç asırdır, Batılıların kurdukları ve yön verdikleri bir “dünya”da yaşıyoruz.
Şu an, İngilizlerin Sanayi Devrimleriyle birlikte kurdukları, “Batılı dünya”nın “içindeyiz” hepimiz. Bilimsel Devrim, Aydınlanma Devrimleri, Siyasî Devrimler, İngilizlerin Sanayi Devrimleriyle nihâî noktasına ulaştı.
Önümüzdeki 50-100 yıllık süreçte dünyanın geleceğini, üç aktör şekillendirecek gibi görünüyor: İngilizler, Ruslar ve Türkiye.
Üç aktör de bilfiil olmasa da bilkuvve dünyanın geleceğini şekillendirebilecek tarihî, kültürel, ekonomik, siyasî ve stratejik potansiyele sahip yegâne aktör olduklarını şu ya da bu şekilde gösterdiler.
GÜCÜ KUTSAYAN KAPİTALİST SİSTEM, DÜNYAYA KAN KUSTURUYOR...
İngilizler, son iki asırdır, Yahudilerle birlikte gerçekleştirdikleri küresel kapitalist düzenin kurucuları.
Yeni boyutlar kazansa da cârî apitalist küresel düzenin kodlarını İngilizler belirlediler, Şark Meselesi gibi asırlık büyük stratejileri İngilizler geliştirdiler.
Ancak İngilizlerin yaklaşık bir buçuk asır önce son şeklini verdikleri kapitalist küresel düzen büyük sorunlarla malul.
İngilizlerin Sanayi Devrimi'yle birlikte yaklaşık iki asır önce geliştirdikleri “homo-ekonomicus” / “ekonomik-insan” modeli, kapitalist küresel sistemin hem hızla köksalmasında hem de hızla kendi kuyusunu kazmasında belirleyici rol oynadı.
Gücü kutsayan, “sosyal Darwinizm”e dayanan kapitalist sistem, emperyalistleşti, dünyayı cehenneme çevirdi: Dünyanın bütün medeniyetlerinin felsefî, kültürel ve tarihî dinamiklerini yerle bir etti: Dünyayı kendisine bezmeye icbar etti: Varolabilmenin yegâne şartı, sürgit makinalaşan, ruhsuzlaşan kapitalist güce, bu gücün her şeyi yerle bir eden ruhsuz “ilerleme / kalkınma” modeline boyun eğmekten geçiyordu!

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Tarih bizi çağırıyor ama biz birbirimizle boğuşuyoruz! 29 Nisan 2024 | 839 Okunma Batı’da üçüncü dalga İslâm düşmanlığı patlak verebilir mi?  28 Nisan 2024 | 186 Okunma Düşünemeyen insan, Batılı Leviathan düzeni ve İslâm’ın direnişi 26 Nisan 2024 | 277 Okunma Kendini bil, Rabbini bil, haddini bil. Ya da: Kültürel olarak “iktidar” değilseniz, siyasî olarak iktidar olamazsınız! 22 Nisan 2024 | 1.729 Okunma Fiîlî işgal dönemi bitti, zihnî işgal çağındayız! 21 Nisan 2024 | 249 Okunma