Bir meselenin altını sürekli çizmemiz gerekiyor: İslâm dünyası,
ikinci büyük medeniyet krizini yaşıyor: Hem dışardan hem de içerden
büyük saldırılar var.
Dışardan saldırıyı konuşmaya gerek yok: İslâm dünyası parçalanıyor,
devletler balkanlaştırılıyor, kabîlevî hatlar üzerinden sınırlar
yeniden çiziliyor. Sınırlar ve sorunlar silbaştan yeniden
belirleniyor.
İçerden saldırı, dışardan yapılan saldırıdan daha tehlikeli:
Müslüman toplumların akîdevî, fikrî hatta siyasî-sosyolojik
dayanaklarının yegâne kaynağını oluşturan Ehl-i Sünnet Omurga
çökertilmeye çalışılıyor.
HEDEF: KAYNAKLARI KURUTMAK VE KUR'ÂN'A SALDIRMAK!
Sahte bir mezhep çatışması icat etmeye ve bunu gerçeğe dönüştürmeye
çalışıyor sömürgeciler ve içimizdeki beyinsizler!
Önce İslâm'ın temelleri içerden çökertilmeye çalışılacak: O yüzden
mezhepler, hadisler ve son olarak da tasavvuf tartışmaya
açılıyor.
Kur'ân'a saldıramadıkları için hadislere, mezheplere ve tasavvufa
saldırıyorlar -özellikle oryantalistler!
Hedef: Kur'ân'ın anlaşılmasını mümkün kılan bütün kaynakları
kurutmak. Bunun sonucunda -ki, burası çok hayatî- artık Kur'ân'a
saldırmak kolaylaşacak.
Hadisler, mezhepler ve tasavvuf tartışmaya açılınca, hiç bir ciddî
ilmî terbiyeden geçmeden, sekülerleşmiş, bölmeli kafayla, önüne
gelen Kitabı kafasına göre anlamaya kalkışacak.