Neredeyse haftada iki-üç senaryo okumak zorunda
kalıyorum.
Bazıları yapımcı, senarist, oyuncu dostlarımdan
geliyor;
'Şuna bir göz atıver, istikbal var mı? diye. Bazıları ise
amatör senaristlerin karaladıkları. Bu ikinci grubun isteklerini
yeterince yerine getiremiyorum. Nedeni ise vakitsizlik.
Bana senaryo gönderen amatörlerin en büyük sıkıntısı ise bir
senaryonun nasıl kaleme alınacağını bilememeleri. 'Şahane bir
hikayem var ama bunu senaryo tekniğiyle nasıl kağıda dökebilirim?'
diye soruyorlar.
Elim erdiğince yol göstermeye çalışıyorum. Ama şimdi
omzumdaki bu yükü hafifletecek bir sistemden söz edeceğim.
Özellikle elinde hikayesi olan ama nasıl senaryo haline
getireceğini bilemeyenler iyi okusun.
Geleneksel olarak iki tür senaryo yazım tekniği
var.
Ülkemizde sıkça kullanılanı, Fransız usulü olanı.
Yazacağınız kağıdı ortadan iki sütuna ayırıyorsunuz. Sol
tarafa sahnenin tarifini ve betimlemeleri, sağdaki sütuna ise
diyalogları yazıyorsunuz. Amerikan usulünde ise tarif ve
betimlemeleri yazdıktan sonra altına diyalogları iliştiriyorsunuz.
Ancak yine de insanlar 'örnek' ya da 'şablon' arıyorlar. Hah, işte
artık isteğinize kavuşacaksınız. Çünkü