Hepimize "Tuz da kokmuş" dedirten olay geçen hafta Adana'da
yaşandı. Ekipler bir aracı durdurdu ve aramak istedi. Yanında eşi
de bulunan sürücü "Ben polis memuruyum, yanımdaki de eşim. Ne
araması?" diyerek itiraz etmek istedi ama meslektaşları onu
dinlemedi. Sonunda aracın bagajında 25 kilo uyuşturucu ele
geçirildi. O polisin itirafları ve teknik takip sonucu uyuşturucu
trafiğini yöneten kişinin Cumhuriyet Savcısı Osman Yarbaş olduğu
ortaya çıktı. Herkesi şoke eden savcı ile ilgili araştırmada yeni
bilgilere de ulaşıldı. Meğer o savcı, kurduğu çete ile FETÖ
davalarından yargılananlardan dosyayı kapatma vaadiyle 3 milyon
lira rüşvet toplamış.
Şimdi gelelim, olayın medyada konu edilmeyen daha da ilginç
tarafına: Söz konusu savcı, yörenin en köklü ve zengin ailelerinden
birine mensupmuş. Yani bu işi para için yapmasına hiçbir sebep
yokmuş. Alın size hazır senaryo. Bundan harika bir film ya da dizi
çıkmaz mı? Geçen hafta adına "kader" dediğimiz ünlü senarist, fazla
mesai yaptı. Bursa'daki çöp evden kurtarılan çocuğun hali bir
insanlık utancı olarak hepimizin yüzünü kızarttı. Böyle bir dram da
zaten ancak kaderin kaleminden çıkardı.
Keşke her ikisi de gerçek değil, film...