36 yaşındaki Düşes, kraliyet düğününe daha önce üç kez giydiği Alexander McQueen imzalı bir elbise ile katıldı. Düşünsenize, para içinde yüzen bir prenses daha önce çok önemli organizasyon, tören ve kutlamalarda defalarca giydiği bir elbise ile yılın düğününe katılıyor.
Bizde bir magazin ünlüsü gün içinde aynı kıyafetle iki organizasyona katıldı mı topa tutarlar, rüküş ilan ederler.
Ama koca prenses, eleştirilere aldırmadan adeta üzerine yapışıp kalmış bir elbise ile kiliseden içeri giriyor. Neden? Çünkü dünyaya önemli bir mesajı var.
Kral, kraliçe, prenses dahi olsanız, tevazu en büyük erdemdir.
Dünya ekonomik krizler yaşarken, Afrika'da, Uzakdoğu'da çocuklar açlıktan kırılırken, ünlülerin bir gece giyeceklere elbiselere milyonlar harcamaları belli ki Middleton'ı rahatsız etmiş. Peki tek mesajı ya da kaygısı bu mu?
Değil tabii ki... Medyanın her daim ilgi odağı olan Düşes, kıyafetiyle rol çalıp yeni gelini gölgelemek istememiş, birkaç adım geride kalmayı tercih ederek geline müthiş bir 'düğün hediyesi' sunmuştu.
Gelin görün ki, bu zamanda hiçbir iyilik cezasız kalmıyor.
Özellikle de sosyal medyada... Klavye başı haysiyet cellatları yine boş durmadılar.
Middleton'ı 'haddinden fazla sade görünüp kendinden söz ettirmekle' suçladılar.
Pes yani...
Madem Middleton'ı eleştireceklerdi, kullandığı bebek arabasına baksalardı ya... Geçen hafta o arabayı ünlü bir bebek mağazasının vitrininde gördüğümde ağzım bir karış açık kalmıştı.
Tam 90 yıldır, aynı özen ve el emeğiyle Yorkshire'da üretilen arabanın fiyatı 9 bin 999 liraydı. (Sudan ucuz, 10 bin lira bile değil!) Ben yine de Düşes'i suçlayamam.
Bir bebeğin güvenliği ve konforu söz konusuysa, paranın ne önemi var ki!
Prenses de giyim kuşamından kısıp bebeğine harcamıştı işte...