Gün geçmiyor ki tüylerimizi ürperten, gelecek adına umutlarımızı
karartan bir kriminal olay yaşanmasın. Geçen haftanın dehşet verici
haberi ise Mersin'den geldi. 12 yaşındaki kız öğrenci, düşük not
aldığı için kendisiyle alay eden sınıf arkadaşını okulun
tuvaletinde önce hortumla dövdü, sonra da bıçaklayarak öldürdü.
12 yaş... Yani kız çocuklarının bebekleriyle evcilik oynaması
gereken yıllar... Peki nasıl oluyor da, bu yaş grubundan böyle bir
vahşet haberi düşüyor bültenlere?
Bu işe mutlaka ülkenin sosyolog ve psikologları el koymalı. Bunun
mutlaka bilimsel bir açıklaması, tıbbi bir tanısı olmalı. Ama her
gün televizyon hakkında kalem sallayan biri olarak benim de
söyleyeceklerim var.
Geçen yaz, okulda geçen pek çok gençlik dizisi izledik. Bunların
büyük çoğunluğunda okul içindeki akran şiddeti başrolü oynuyordu.
Örnek alınabilecek davranışlar, güzellikler ise araya "göstermelik"
olarak serpiştirilmişti adeta. Zaten sosyal medya tarafından şiddet
adına kalplerinin ucu her gün biraz daha sivriltilen gençler,
karşılarına "gençler izlesin" diye konulan bu dizilerden nasıl
olumlu etkilenebilirler ki?
"Bu cinayetin sorumlusu gençlik dizileridir" diyemem tabii...