Arka Sokaklar', ekranın neredeyse tek polisiye dizisi olarak
yıllara ve reyting canavarına meydan okuyor. Dizi, polisiye
hikayeleri ekrana taşırken, güncel olaylara da kayıtsız kalmıyor.
'Arka Sokaklar', bu hafta herhangi bir polisiye dizi olmanın
ötesine geçip 'posta güvercini' görevine soyunarak bize polislik
mesleğinin giderek daha dramatik hale gelen iç evreninden haberler
taşıdı.
Şiddet olaylarında onları 'sayı' olarak algılamaya öyle alıştık ki;
şehit polislerin de bir dünyaları olduğunu, umutlar, endişeler
barındırdıklarını unutur hale geldik.
Oysa onlar birer 'istatistik veri' değil. Al bayrağa sarıp toprağa
verdiğimiz aslan yürekli gençlerimizin yarım bıraktıklarından pek
azımız haberdar.
'Arka Sokaklar', işte ıskaladığımız bu gerçeği ekrana taşıdı. 15
gün sonra evlenmeye hazırlanan gencecik bir polis memurunun 10
Aralık'taki Vodafone Arena saldırısında ağır yaralanmasını öyle
sade ama öyle sahici ve etkileyici bir tarzda anlattı ki; karşımıza
bültenlerde 'sayı' olarak çıkan o kayıpların hikayelerinin orada
bitmediğini, yakınları, sevdikleri için asıl o zaman başladığını
hatırlattı.